Son
zamanlarda sorumluluklar, beklentiler, kendimize yaptığımız baskılar, işler,
güçler, trafik, yetişme derdi derken bir kere olsun zihnimiz bomboş bir şekilde
ayakları uzatıp keyifli vakit geçiremedik değil mi?
Kendi kendimize kalamıyoruz. Hayır, kalsak
bile bu sefer de zihnimizin içinde konu konuyu açıyor, sürekli içsel bir sohbet
halinde oluyoruz. Tüm bunlar hayatımızın verimliliğini düşürüyor, yaratıcılığımızı
rafa kaldırıyor ve günlük işler sıralamasında sıkıntılı konuları ilk sıraya alıyor.
Bu nedenle hep yorgun, bitkin, mutsuz ve belki de yer yer ciddi anlamda
asabiyiz.
Şimdi durun,
bu durumu çözebiliriz. Stresi bir dağ olarak düşünelim. Dağın zirvesine
ulaşırsak stresi yeneceğiz, fakat dağ o kadar yüksek ve dik ki bırak zirveye
çıkmayı, oraya bir yolculuk planı bile yapmak istemiyoruz. İşte tam olarak bu noktada
ilaç gibi gelecek birkaç taktiğimiz var. Yapman gereken tek şey imkansız gibi
gözüken o büyük dağın zirvesine sana verdiğimiz küçük adımlarla çıkmak. Yormadan
ve yorulmadan.
Şimdi başlayalım,
- Pozitif bir bakış açısı edin, durum-olay ve olgulara karşı tutumun her zaman olumlu olsun. Olumlu bakış açısı sana hayatın farklı formlarını birçok farklı perspektif ile sunacak.
- Her zaman her şeyi kontrol edemezsin, kontrolün her daim sende olamayacağını kabul et ve bunun için sürekli endişelenme. Unutma ki her şeyi en iyi haliyle yapsan bile, senin en iyi olarak düşündüğün işin her zaman daha da geliştirilebilir bir yönü var ve bu da takdir edersin ki başka gözler tarafından görülerek yapılabilir
- Agresiflik yerine iddialı ol, arada çok ince bir çizgi var. Kendine güvenmezsen davranışlarındaki agresiflik herkese yansır. Kendini en iyi sen biliyorsun, güvensizliğe içinde yer bırakma.
- Gün içerisinde olabildiğince fazla adım atmaya çalış ve çevreyi inceleyen meraklı gözlerin adımlarına bu yolculukta eşlik etsin. Zihnini çevrendeki nesnel şeylere yönlendir, beynindeki kaostan kurtul ve hayatı farkına var. Zihninde ne olursa olsun hayat etrafında akmaya devam ediyor.
- Uyumaktan kaçma! Stres ve uyku birbirlerinin baş düşmanı. Sana yeterli gelecek bir uyku zihninin hiçbir alanında strese yer bırakmaz, aksine yaratıcı düşünceyi ve pozitif hisleri tetikler.
- Zamanını verimli yönetmeye her daim özen göster. Unutma ki sosyalleşmek, paylaşmak ve geçirilen zamandan keyif almak her zaman senin elinde. Hayatından keyif almak için yapmak zorunda olduğun bir görevi bile yerine getirirken bu görevden keyif alabilmenin yolu zamanı verimli kullanmaktan geçiyor.
- Sağlıklı beslen ve dengeli bir yaşam seç. Besinler vücudumuzdaki hormonal dengenin en büyük tetikleyicisi. Unutma, kendine iyi gelecek şeyleri seçmek senin elinde ve yeme düzeni kolay bir başlangıç.
- Hayır demeyi öğren. Kibar ve dürüst bir hayır hiçbir zaman kalp kırmaz. Unutma ki sana sorulan bir soru varsa soran kişi alacağı iki cevaptan birinin hayır olduğunu zaten biliyor.
- Post-modern tüketim çağında da olsak her şey çok hızlı olmak zorunda değil, yanılıyorsun. Ayak uydurmak istiyorsun ve bu durum üzerinde baskı oluşturuyor. Herkesin ne yaptığı değil sana iyi gelenin ne olduğu önemli. Kendini tanı ve attığın adımları buna göre şekillendir. Hızlı olmak değil, yolu doğru koşullarda yürümek seni gerçek hedefe ulaştırır.
Bu küçük adımlar büyük stres
dağının haberi bile olmadan seni zirveye götürecek ve onu alt etmeni
sağlayacak.
Bize kulak ver ve dediklerimizi
unutma, bu yolda hep yanındayız.