Atilla Akıncı: İşe Almada Yaşanan Sorunlar
Batı
ülkelerindeki örnekleriyle kıyaslandığında, Türk özel
sektöründeki personel devir oranlarının oldukça yüksek olduğu
görülecektir. Sektörel özelliklere göre, zaman zaman %100 ün
üzerine çıkan bu oranların, iş yerlerimiz için’ başarının
önündeki önemlibir engel’, çalışanlarımız için ise
‘mutsuzluk’ anlamına geldiğine inanıyorum. Bu nedenle de, işe
alma alanında yaşanan sorunların , organizasyonların en önemli
sorunları arasında geldiğini düşünüyorum. Personel devrinin
yüksek olduğu şirketlerde, giriş- çıkışların getirdiği
parasal kayıpların yanısıra, bu şirketlerde sahiplenme duygusu
oluşturma ve hedef odaklı çalışma ortamı yaratmakda mümkün
olamamaktadır. Bu şirketler, rekabet ortamında zayıf ve olası
krizlerdenkolay etkilenme özelliği taşırlar .Pratikte personel
devrini artıran en önemli hatalardan birisi, işe alım
görüşmelerini yapan yöneticilerin, EN UYGUN PERSONEL yerine, EN
İYİ PERSONELİ tercih etme alışkanlıklarıdır. Böylece
organizasyonel kaliteyi yükseltebileceklerini düşünürler. İş
için belirlenen niteliklerinin üzerinde özellikler taşıyan
adayları ,önceiş bulma endişesiyle işi kabul edip, sonra da
niteliklerine uygun başka bir iş arayışına girebilecekleri
gerçeğini gözardı ederler. Diğer önemli
hata, SEKTÖREL ve KURUMSAL özelliklerin iyi analiz edilmemesidir.
Her sektör ve kurum, kendisine göre, olumlu veya olumsuz farklı
özelliklere sahiptir ve görüşmeler sırasında bu özellikler
vurgulanmalıdır. Adaylara önce, çalışmayı zorlaştırabilecek
,kurumsal ve sektörel zorluklardan bahsederek,tepkileri ölçülmeli
ve bu aşamada uygunluk sağlanabildiği taktirde, görüşme
sürdürülmelidir. Oysa,uygulamadaiş görüşmelerine, olumlu
kurumsal ve sektörel özellikler vurgulanarak başlanmakta ve bu
olumlu özelliklerin cazibesine kapılan adaylarda, işin zorlukları
vurgulandığında, SANAL BİR DAYANIKLILIK yaratılmaktadır. Bu
şekilde işe alınan adaylar, sorunların gerçek etkilerini işe
başladıktan sonra görebilmekte ve çoğu zaman da erken hayal
kırıklıkları yaşamaktadırlar. Bir diğer hata
,adaylarla ilgili BEKLENTİ ÖLÇÜM ve ANALİZLERİNİN sağlıklı
yapılmamasıdır. Adayların yaşamdan ve çalışma hayatından
farklı beklentileri vardır ve çoğu zaman kendileri bile bu
beklentilerinin farkında olamayabilirler. İyi bir iş görüşmesi
için, öncelikle bu beklentiler açığa çıkartılmalıdır.
Örneğin, bazı kişiler, huzurlu,güvenli ve sınırları
belirlenmişbir iş yaşamını, daha çok para kazandıran, maceralı
bir kariyer yaşamına tercih tercih eder ve risk almak istemezler.
Bu özelliklere uygun sektör, kurum ve pozisyonlarda da çok
başarılı ve kalıcı olabilirler. Bu nedenle de görüşmeye önce,
adayın yaşam ve kariyerden beklentileri iyi analiz edilerek
başlanmalıdır. Adayın, pozisyon, sektör ve kurumun belirlenen
özelliklerine ne ölçüde uygun olduğu saptanmalı ve daha sonra
diğer aşamalara geçilmelidir. Oysa uygulamada,görüşmeci
tarafından, önce iş için belirlenen özellikler vurgulanmakta ve
böylece,adayın ihtiyacı olan işi alabilmek için, kendisini
farklı tanıtabilmesine olanak verilmektedir. Unutulmamalıdır ki,
kişilerin zaman zaman işe olan ihtiyaçları, her türlü değerin
önüne geçebilir ve bu nedenle de adayları suçlamamak gerekir.
İyi bir görüşmeci, adayı gerçek dışı bilgiler vermeye
zorlamaksızın analiz edebilecek soruları sorarak yanıtları
alabilmelidir.
Altı ay çalışıp işten ayrılan bir çalışanın kuruma maliyeti, altı aylık toplam ücret maliyetine, yemek, servis vb. yan giderlerini ekledikten sonra, 1.50 ile çarparak hesabedilebilir. Yani, 2.000 tl ay toplam maliyeti olan bir çalışan nedeniyle kurumun altı aylık toplam kaybı, 18.000 tl.dır. İş sürecinde yaşanan altı aylık gecikmenin bedeli deoldukça yüksek olup, her şirket ve pozisyon için ayrı hesap edilmelidir. Bu hesaptan hareketle,%100 personel devriyle çalışan bir şirketin toplam kaybını ve yüksek personel devrinin sonuçlarını takdirlerinize sunuyorum.