Atilla Akıncı: Kurumsal Eğitim Yorgunluğu
Teknik eğitimler dışında kalan kurumsal eğitimlerin, iki uçlu uygulamalar olduğuna inanıyorum. Doğru uygulandığında, hedeflere ulaşmada büyük katkı sağlayabilen bu eğitimler, ülkemizde uygulandığı şekliyle, başarının önündeki engellerden birisi olmuştur.
Benim inandığım ve uyguladığım Kurumsal Genlere Dayalı Yönetim Modeli, kurumları her türlü verimsiz uygulamalardan soyutlayarak, ana hedeflere yöneltmeyi hedeflemektedir. Bu nedenle de,eğitim stratejileri benim için her zaman , çözüm gerektiren alanlardan birisi olmuştur.
Eğitimde verimsizliği, sadece zaman ve para kaybı olarak görmemek gerekir. Bence, gereksiz eğitimlerin kurumlar için en büyük zararı, Yarar Analizi yapılmadan uygulanan bu eğitimlerin getirdiği hayal kırıklıkları ve inanç ve enerji kaybıyla oluşan, Eğitim Yorgunluğu dur. Yani, ‘eğitimde verdik, bu kadar para harcadık, yine bir şey değişmedi’ yorumunun organizasyonel sonuçlarıdır.
Yurt dışında bir çok kuruluşta ,ülkemizde ise büyük çoğunlukla, eğitimler, dostlar alışverişte görsün anlayışıyla veya, ne amaçla yapıldığını kimsenin bilmediği bazı performans sistemleri dikkate alınarak, sözüm ona planlanmaktadır. Doğal olarak ta, planlanırken ölçümü yapılmayan eğitimlerin verimlilikleri de ölçülememektedir.
Büyük kurumlarda, çalışanların zamanının, ortalama %10 una ulaşabilen bu kapsamdaki eğitimler, kaba bir hesapla, 1000 kişilik bir organizasyonda, 100 çalışanın zamanına denk gelmektedir. Bunun üzerine, Eğitim Yorgunluğuyla gelen ve hedeflere odaklanmayı zorlaştıran enerji kaybını ilave ettiğimizde, verimsizliğin boyutunu görebiliriz.
Ayrıca, yapılan araştırmalar, eğitimi takip eden bir yıl içerisinde, eğitime ait bilgilerin %90-95 inin, katılımcıların hafızalarından silindiğini ortaya koymuştur.
ÇÖZÜM NEDİR ?
Çözümü, doğal olarak, bir yazıya sığdırmak mümkün olmaz. Ancak, öncelikle belirtmek isterim ki, ben yaptığım incelemelerde, eğitimlerle çözülmeye çalışılan sorunların çoğunun, gerçekte, eğitim gerektirmeyen, kurumsal kökenli sorunlar olduğunu gördüm. Örneğin, işe alma sistemi ile satış stratejilerini değiştirdiğimde, satış eğitimi ihtiyacının kalmadığını gördüm. İletişim sistemlerini değiştirdiğimde, takım çalışmasına ilişkin sorunların kalmadığı ortaya çıktı. Bu nedenle ve öncelikle, eğitim ihtiyacı olarak ortaya atılan sorunun iyi analiz edilmesini öneririm.
Sorun kurumsal değilse, eğitim ihtiyaçlarını belirlerken, eğitimlerin ancak,
Kurumsal hedeflerin, çalışanlara, performans hedefleri olarak yayıldığı organizasyonlarda, bu hedeflere, ölçülebilir katkı yapmak amacıyla planlanması durumunda yarar sağlayabileceği düşünülmelidir.
Bence kurumlar bu tarife uymayan eğitimlerini bir an önce iptal ederlerse,çözüm için iyi bir başlangıç yapmış olurlar..
ATİLLA AKINCI
Yönetim Danışmanı