Atilla Akıncı: Yabancı Ülkelerde Türk Yöneticiler
Ülkemizde, yabancı kuruluşlarda çalışan Türklerin büyük çoğunluğunun gönlünde, o kuruluşların yurtdışı merkezlerinde çalışmak yatar. Özellikle batı ülkelerinde yer alan bu merkezlerde çalışmanın, kariyer ve parasal getirilerinin dışında, farklı ve daha renkli bir sosyal yaşam fırsatı yaratacağı düşünülür. Zaman zaman medyada yer alan ve yabancı kuruluşlarda üst pozisyonlara yükselen başarılı bazı Türklere ait kariyer öyküleri de bu istekleri körükler. Ancak, parmakla gösterilebilecek sayıdaki bu başarı öykülerinin yanında, yurtdışında çalışırken yaşanan hayal kırıklıklarından nedense söz edilmez. Son 20 yıl içerisinde sayıları artan yurtdışı çalışma denemelerinin sonuçlarına ilişkin gerçekçi analizlere pek yer verilmez.
Benim gözlem ve araştırmalarım, yurtdışı kariyer denemelerinin yarıdan fazlasının beklenen mutluluğu yaratmadığını göstermektedir. Özellikle, karşılaşılabilecek olası sorunların iyi analiz edilmediği yurtdışı transferler, beklenmedik şokları da beraberinde getirebilir. Ben bu şokları, broşürlere bakılarak seçilen tatil yörelerinde yaşanılan hayal kırıklıklarına benzetirim. Bu nedenle de, yurtdışı çalışma planları yapan okurlarla, bu konudaki deneyimlerimi ve başarısızlığı yaratan nedenleri paylaşmak istedim.
Farklı Başarı Kriterleri
Yöneticileri kendi ülkelerinde başarılı kılan nedenlerin iyi analiz edilmediğini düşünüyorum. Oysa, analiz edildiğinde, en önemli başarı kriterlerinden birisinin, Türk kültürü ile yabancı kültürü iyi harmanlayarak, organizasyonda çalışan yabancı yöneticilerin başarı şanslarını artırmaları olduğu görülecektir. Ancak, bu yeteneklerini, misafir konumunda olacakları yabancı organizasyonlarda kullanma şansı bulamayacaklardır.
Yabancı Dille İletişim
Ülkemizdeki Türklerin yabancı dil seviyeleri, Türkçenin ana dil olduğu ortamda daha az sorgulanacak ve bu alandaki eksiklikler anlayışla karşılanabilecektir. Oysa aynı anlayış yabancı bir ülkede kesinlikle gösterilmeyecek ve bir eksiklik ve performans sorunu olarak ortaya çıkacaktır. Ayrıca bu alandaki sorunlar, Türkçenin konuşulmadığı bir organizasyonda, yönetsel etkinlik oluşturmayı da zorlaştırabilecektir.
Batıdan Doğuya Bakış
Batılı organizasyonlar, kendi ülkelerine kıyasla daha az gelişmiş olarak gördükleri doğu kökenli yöneticileri kolay kolay kabullenmezler. Bu nedenle de Organizasyonel Ayak Oyunları ile karşılaşmak olasıdır. Her ne kadar batılı şirketler, ‘bizde din , dil, ırk ayırımı yoktur ve tek kriter başarıdır.’ gibi prosedürler ve kurallar oluştursalar da, bu prosedürlerin genelde sözde kaldığı ve öze inemediği unutulmamalıdır.
Tüm bu sorunlarla başa çıkarak, yurtdışı çalışmalarını kariyer fırsatına dönüştürmek tabii ki mümkün. Ancak size yine de, yurtdışında çalışma planları yaparken, bu gerçekleri göz ardı etmemenizi öneririm.
Atilla Akıncı
Yönetim ve Organizasyon Danışmanı