BAT Türkiye, 2018 Türkiye ve Avrupa’nın En İyi İşvereni (Top
Employer) Sertifikaları’nı almaya hak kazanarak büyük bir başarıya imza attı. ‘’Şirket
stratejimizin temel alanlarından birini "Çalışanlarımızı Geliştirerek Rekabet
Avantajı Sağlamak” olarak belirledik.İnsana dokunmayan bir stratejinin başarılı
olamayacağına inanıyoruz.’’ diyen BAT Türkiye ve
Kuzey Afrika Bölgesi İnsan Kaynakları Direktörü Gökçe Kulak bunun yanı sıra BAT Türkiye’nin 2017’de global anlamda İK süreçlerinde bu
doğrultuda bir dönüşüm gerçekleştirdiklerini, halen de devam ettiklerini
belirtti.
BAT Türkiye olarak, Türkiye ve Avrupa’nın en iyi işverenleri arasına girdiniz. Bu başarıyı sizce ne getirdi?
British American Tobacco Türkiye olarak Top Employers Institute
tarafından her yıl uluslararası düzeyde gerçekleştirilen, işverenlerin A’dan
Z’ye çalışanlarına sunduğu insan kaynakları süreçlerini değerlendiren bağımsız
araştırma sonucu ‘2018 Türkiye ve Avrupa’nın En İyi İşvereni (Top Employer)
Sertifikaları’nı almaya hak kazandık.
Yetenek yönetimi, öğrenim ve gelişim fırsatları, performans
değerlendirme, ücretlendirme, yan haklar vekurum kültürü ile ilgili hayata
geçirdiğimiz yaratıcı uygulamalarımızla bu ödüle layık görüldük.
Çalışanlarımıza geniş kapsamda sunduğumuz ayrıcalıklı
koşulların, uluslararası bir kuruluş tarafından hem Avrupa hem de Türkiye’de
fark yaratması bizi oldukça gururlandırdı.Top Employer sertifikası ile birlikte
önümüzdeki dönemde deuygulamalarımızı daha iyi noktaya taşımak adına İK
stratejileri geliştirmeye devam edeceğiz.
Çalışan
bağlılığını oluşturmak ve korumak adına yürüttüğünüz çalışmalar var mı? Veya
çalışan motivasyonunu sağlamak için uyguladığınız yöntemler var mı?
Çalışanlarınıza ne gibi olanaklar sağlıyorsunuz?
Çalışan bağlılığı tüm şirketlerde olduğu gibi bizler için de
oldukça önemli bir alan. Biz bir çalışanın gerçekten motive bir şekilde
çalışması için ilk adımın açık iletişim olduğuna inanıyoruz. Şirket
hedeflerimizi üst ve orta düzey tüm yöneticilerin katılımı ile hep birlikte belirliyoruz
ve tüm çalışanlarımız ile bu hedefleri açık ve detaylı bir şekilde
paylaşıyoruz. Sonrasında da çalışanlar bireysel performans hedeflerini
yöneticileri ile oluşturuyorlar, böylece büyük resme katkılarını görmelerini
sağlamayı hedefliyoruz. Aynı zamanda, çalışanların yüksek performans ile
hedeflerini gerçekleştirebilmeleri için doğru motivasyon unsurlarının
sağlanmasının da kritik olduğunun farkındayız. Çalışanlarımızı doğru araçlarla
donatmak, rekabetçi maaş ve yan haklar, çalışanların performans ve kariyer
gelişimlerine yatırım, özellikle yeni jenerasyonla birlikte beklentileri
karşılayabilecek çalışanların zaman geçirmekten mutlu oldukları çalışma
ofisleri ve şartları bizim üzerinde çalıştığımız diğer alanlardan bazıları.
Tüm bunları yapmak şu an içinbizi güçlü kılsa da değişimin bu
kadar hızlı olduğu bir dünyada değişime liderlik etmediğimiz sürece rekabet
avantajını korumayacağımızın farkındayız. Bu nedenle, hızla değişen pazar
yapılarını, iş dinamiklerini, yeni jenerasyonun beklentilerini ve yeni çalışma
modellerini yakından takip ederek, sürekli olarak organizasyon yapımızı,
çalışma yöntemlerimizi ve insan kaynakları politikalarımızı gözden geçiriyoruz.
BAT’nin Global olarak uyguladığı Çalışan Memnuniyet anketi ile
çalışanlarımızın görüşlerine başvuruyor ve bağlılık seviyelerini ölçüyoruz. Ama
bu alanda bizi asıl besleyen şey çalışanlarımızla birebir konuşmak, onların
fikirlerini almak ve gerekli aksiyonları anında alabilmek. Bu amaçla yönetim
kurulu toplantılarımızdan bir kısmını farklı bir lokasyonda gerçekleştiriyoruz,
oradaki çalışanlarımızla iletişim kurmak adına bunu bir fırsat olarak
değerlendiriyoruz. Çalışanlarımıza birebir ulaşmamızı sağlayanmerkez ofis ve üst
yönetimi bir araya getiren "Cup of chat” toplantıları, mavi yaka çalışanlarımızla
bir araya geldiğimiz "Kırmızı Koltuk” toplantıları bu amaçla kullanmış
olduğumuz araçlardan sadece birkaçı.
İK
politikalarına önem veren bir firma olarak İK'nın şirket içindeki rolünü nasıl
tanımlarsınız?
BAT olarak
hedeflerimize, üstün performans gösteren çalışanlarımız ile ulaşabileceğimize
inanıyoruz. Bu nedenle de şirket stratejimizin temel alanlarından birini
"Çalışanlarımızı Geliştirerek Rekabet Avantajı Sağlamak” olarak belirledik. İnsana
dokunmayan bir stratejinin başarılı olamayacağına inanıyoruz. Bu nedenle her ne
kadar İnsan Kaynakları ekipleri olarak bu alanda öncülük etsek de bu bakış
açısının tüm çalışanlar tarafından belirlenmesi çok önemli. Üst yönetim dahil
çalışanlarımızı projelerimize dahil ediyoruz. Hem fikirlerini alıyor hem de
onlara sorumluluk veriyoruz. Bu doğrultuda aldığımız aksiyonlarla ilgili olarak
da tüm organizasyonu düzenli olarak bilgilendiriyoruz.Bu alandaki
çalışmalarımızın içeriğine baktığımızda ise; aksiyonlarımız şirketimize en
uygun adayları çekmek ile başlıyor, tüm çalışanlarımızın potansiyellerini
ortaya çıkarmalarını sağlayacak çalışma ortamını yaratmak, liderlik gelişimine
yatırım yapmak ile değişime liderlik etmek olarak devam ediyor.
İK politikalarında dijitalleşmeye gidilmesine bakış açınız nedir? Kurumunuza getirileri neler oldu?
İnsan
Kaynakları uygulama alanlarında dijital teknolojilerin kullanımının artması
şirketler için çok daha entegre ve esnek bir çalışma ortamı yaratma fırsatı
sunuyor. Tüm dünya dijitalleşirken İK’da benzer bir dönüşüm gösteriyor. Biz de
BAT olarak 2017’de global anlamda İK süreçlerimizde bu doğrultuda bir dönüşüm
gerçekleştirdik halen de devam ediyoruz.
Bu
dönüşümün faydalarına baktığımızda teknoloji ve özellikle mobil uygulamalarında
artması ile hayatımızın daha kolaylaştığını görüyoruz. İnsan kaynakları
sistemleri artık sadece bilgilerin depolanması amacıyla İK’nın kullandığı
platformlar olmaktan çıkıyor, çalışanların ve yöneticilerin destek aldığı,bilgi
edinme, öğrenme ve gelişim, paylaşım gibi pek çok amaca hizmet eden
platformlara dönüşüyor. Sistem üzerinden yürütülen süreç sayısı arttıkça
depolanan bilgilerin analizi ve anlamlı verilere dönüşerek yetenek yönetimi
süreçlerine entegrasyonu sağlanabiliyor. Ya da dijitalleşme ile birlikte yeni
jenerasyon öğrenme ve işe alım metotları İK gelişim portföylerinde yerlerini
alıyor.
Diğer
yandan artan dijitalleşme ile birlikte özellikle yeni jenerasyon çalışanlar
için çok önemli olan iş – özel hayat dengesi arasındaki sınırı korumak daha zor
olabiliyor. Bu nedenle her gün çok sayıda firmanın mesai saatleri ve dijital
platform ulaşımı ile ilgili yeni kurallar getirdiğini görmeye başladık. Önemli
olan bir diğer konuda hiçbir teknolojinin insanların geleneksel iletişim
ihtiyaçlarını tamamen karşılayamayacak olması. Bizim için yüz yüze iletişim,
çalışan beklentilerini öğrenmek ve bu konuda aksiyona geçmek her zaman en
önemli öncelikler arasında yer alıyor. Ben bunun gerçekten çok fark yaratan bir
nokta olduğunu düşünüyorum.
Bu
nedenle dijitalleşmenin İK fonksiyonları için bir hedefin kendisi değil daha
stratejik bir iş ortağı olabilmek adına kullanılan araçlardan sadece bir tanesi
olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.