Köşe Yazarları

Mehmet Auf: Kumanda Bende
Mehmet Auf: Kumanda Bende
Önemli bir toplantıya gitmek üzere özenerek giydiğiniz yepyeni kıyafetinize etraftaki tek çamur birikintisinden sıçrayan çamur, hiç bir zaman trafiğin sıkışmadığı her gün gittiğiniz yolda bir anda onlarca aracı sıkışmış bir şekilde beklerken bulmak, olası gecikmenizi haber vermek üzere telefon etmeye çalışırken sinyal olmadığını görmek ve bütün bunları on dakika içerisinde üst üste yaşamak size neler hissettirirdi?

Bazılarınızın ‘şimdi içimizi sıkmaya ne gerek vardı, okurken bile gerildim’ diye düşündüğünü, bazılarınızın ‘yok canım, bu kadar aksilik de üst üste gelir mi?’ dediğini ve bazılarınızın da ‘bunlar da problem mi, benim başıma daha neler geldi, hepsinin de üstesinden geldim’ diye düşünerek gülümsediğini hayal ediyorum.

Hayat o kadar sürprizlerle dolu ki, size ne zaman ve nasıl bir durum hazırlayacağını kesinlikle öngöremiyorsunuz. Yaşamımızı etkileyen değişkenler uyumlu bir takım gibi çalışıp, ne kadar hazırlanırsanız hazırlanın sizi şaşırtacak kombinasyonları yaratmayı başarıyor ve durumu ortaya çıkardıktan sonra nasıl bir tepki vereceksiniz diye adeta karşınıza geçip size seyrediyorlar.

Tepkilerimiz ise tamamen bize ait ve birer yetişkin olarak kimsenin karışmasına izin vermiyoruz. Zaman zaman etkilendiğimiz kişiler olabiliyor ama yine de son karar hep bizim.

Bir başka deyişle, karşılaştığımız durumda öncelikle ne hissedeceğimiz, sonrasında da o hislerle nasıl bir davranış sergileyeceğimizi bazen bilerek ve farkında olarak, bazen de farkında olmadan seçiyoruz.

Duygusal olarak kendimizi çok güçlü hissetmediğimiz bir gün, minicik bir detay bizim üzülmemize, sinirlenmemize, kendimizi kahretmemize, özet olarak günümüzü mahvetmemize neden olabiliyor. Bu minicik detay bazen bir müşterimiz, yöneticimiz veya arkadaşımız bazen de hayatımız boyunca bir daha karşımıza çıkmayacak saygısız bir sürücü tarafından ortaya çıkarılmış olabiliyor.

Çevremizdekileri dikkatle gözlemlediğimizde, benzeri durumlarda gereğinden fazla olumsuz tepki verenler olduğu kadar, sakinliğini koruyan, başına gelenleri büyütmeyen, özellikle de söylenmekle vakit kaybetmeyip hemen çözmeye çalışanların da var olduğunu görebiliyoruz. Bu durumda kesin olarak çıkarabileceğimiz ilk sonuç, kendini kaptıranların çok daha stresli, çözüme odaklananların ise çok daha az stresli olacaklarıdır.

Duygularının farkına vararak olumsuz olanlardan hızlıca arınanlar, yani az ya da hiç söylenmemeyi seçenler, sadece streslerini yöneterek ruh sağlıklarını korumakla kalmıyorlar. Bu kişiler aynı zamanda sürekli çözümler üreterek, en kıymetli kaynaklarından biri olan beyinlerini verimli ve olması gerektiği şekilde kullanmayı başarıyorlar. Tabii ki olumsuza odaklananlar da beyinlerini kullanıyorlar, ama ne yazık ki kötü kullanım yüzünden hem beyinleri hem de diğer organları yıpranıyor ve zamanla isyan edecek hale geliyorlar.

Sonuç olarak yaşamımız boyunca karşımıza çıkacak durumları, eğer kontrolümüz dışındaysa, olduğu gibi kabul etmeye çalışıp, kendimizi olumsuzluklara kaptırmadan neler yapabileceğimize odaklarsak hayat bizim için çok daha neşeli, huzurlu ve sağlıklı olmaz mı?

Mehmet Auf
Eğitimci/yazar, Fenomen Organizasyon Kurucu Ortağı
mehmetauf@fenomenorg.com
Anasayfa CV Oluştur İş Ara Aday Giriş İş İlanı Ver