Mustafa Çağan: Bilgi Çağında Başarılı Şirketler ve Çalışanları
Bilgi Çağı hayatımızda neler değiştirdi diye düşündüğümde, çok farklı tespitler çıkıyor karşıma.
Bilgi çağı hayatımıza hız kattı. Bundan 20 yıl önce bir alım yapmak istediğinizde, doğru ürünün seçilmesi, muhtemel üreticilerin belirlenmesi, teklif alınması, pazarlık edilmesi ve siparişin verilmesi süreci haftalar sürebilirken, bugün aynı gün içinde bitirmek mümkün oluyor.
20 yıl önce gazetelerin Anadolu baskıları akşam 19:00’daki maçın haberine ertesi gün yer veremezken, bugün maçın bütün detayına maç sırasında sahip olmak mümkün. Her türlü bilgiye anında ulaşım fırsat eşitliğini de beraberinde getiriyor, belli ticaret merkezlerinden uzak yerleşimlerin de iş dünyasından pay almalarını sağlıyor.
Bu faydaların yanında, bilgi çağının getirdiği riskler de var. Şirketlerin bir hatası anında bütün dünya tarafından biliniveriyor. Enron şirketi 1 gecede itibarını, 2 haftada varlığını yitirdi.
Şirketler yanlışlarını saklamaya çalışsalar da, bugün hiçbir şey gizli kalmıyor. Hataların açıklıkla konuşulmadığı durumlarda, sosyal medya dediğimiz kontrolsüz güç büyük cezalar kesebiliyor. Açık iletişimi seçen şirketler ise, hata da yapsalar, bunu bildirip nasıl düzelteceklerini açıkladıklarında beğeni topluyorlar.
Şirketlerin evrensel hak ve özgürlüklere saygı göstermeleri kaçınılmazdır; çünkü toplum bilinci artık bunu arıyor ve sorguluyor. Ama, aynı zamanda iş yaptıkları ülkelerin etik değerlerini de gözden kaçırmamalılar. Her birey hizmet alacağı şirketten bunları bekliyor.
Şirketler, bu yeni çağın ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışanlarını seçerken ne gibi özellikler arıyorlar?
Vizyon sahibi – Her birey şirketin vizyonununa inanmalı, onu yaşamalı ve ayrıca, kendisinin de şirketinkiyle örtüşen kişisel bir vizyonu olmalıdır. Kendi fikri, sosyal etkinliği, savunduğu bir ideali olan çalışanlar istenmektedir.
Kendine güvenen, inisiyatif alabilen – Günümüzde hızlı karar alabilmek kaçınılmaz. Hiyerarşik yapılara ve yönlendirme olmadan harekete geçemeyen çalışanlara yeni dünyada yer yok. Konusunu sahiplenme, gerektiğinde risk alıp, hesabını verebilme aranan davranış tarzıdır.
Sosyal sorumluluk sahibi – Sadece kendini ve firmasının çıkarlarını dikkate alan bireyler, şirket için risk teşkil ediyor. Kişiler kararlarının sosyal etkisini düşünmek, firmanın yanında topluma da fayda sağladığını gözetmek zorundalar. Ancak bu şekilde evrensel ve etik değerlere uyum mümkün olabilir ve şirket itibarını devam ettirebilir.
Sosyal ağı güçlü – Artık iletişim sadece İletişim bölümü tarafından yapılmıyor, hatta çalışanların kendi sosyal çevrelerinin önemi daha da önemli hale geliyor. Müşteriler şirketin resmi açıklamalarından çok, çalışanların ve diğer paydaşların sosyal medyadaki yorumlarını önemsiyor. Şirketiyle uyumlu, onun eylemlerini benimseyen çalışanlar, şirketin kamuoyu önündeki duruşunu çok güçlendiriyorlar.
21. yüzyıl sosyal ağların kurulmasıyla başladı, ardından dünya nüfusunun büyük çoğunluğu kendini bu ağlarla sarılmış buldu. Şimdi bu ağların iş hayatını sardığı ve şirketlerin başarısını etkilediği bir dönem başlıyor.
Mustafa Çağan
Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı – Tüketici Kanalları