Nörobilimin Gücü ve Gelecek: Nöroteknoloji
Yazan : Elif Öztürk
Son yıllarda nörobilim alanında yapılan araştırmalar sonucu, beyinle ilgili cevaplandırılan sorular giderek artmış ve bir o kadar da ilginçleşmiştir. ‘’Geleceğin meslekleri’’ arasında önemli bir yere sahip olması beklenen ve bazı alanlarda yapay zeka teknolojisinden yararlanan nörobilim, bir ülkede yeterince geliştirildiği takdirde fiziksel sağlık, psikoloji ve hatta pazarlama gibi birbirinden farklı alanlarda önemli adımların atılmasını mümkün kılacaktır. Nörobilimin gücü ve önemini daha iyi anlamak için bu alandaki güncel buluşlarla ilgili fikir sahibi olmakta fayda var.
Dünya çapında, özellikle son zamanlarda nörobilim araştırmaları sayesinde çığır açan keşifler yapıldı ve hepsi de insanlık yararına kullanılabilecek cinsten. Güncel buluşlardan birisi University of Kent ve Yonsei University kurumlarından araştırmacıların, Woon-Hong Yeo liderliğinde Gürcistan Teknoloji Enstitüsü'ndeki çalışmaları sonucu tasarladıkları giyilebilir beyin-makine arayüzü sistemi. Orjinal adı wearable brain-machine interface (BMI) olan teknolojinin, motor fonksiyon bozukluğu veya felç gibi sağlık problemlerine sahip hastaların hayat kalitesini yükseltmesi planlanıyor. Peki BMI tam olarak nasıl çalışıyor? BMI sistemi, kişinin hareket etmesine yarayan kol ve benzeri uzuvlarını oynatma dürtüsüne karşılık beyinde oluşan sinyalleri analiz edip sinirsel aktiviteyi komutlara, sonra da harekete dönüştüren bir nörorehabilitasyon teknolojisidir. Hastanın istediği uzvunu tam olarak istediği şekilde hareket ettirebilmesi için BMI sisteminde makine öğrenme tekniği kullanılarak sistemin doğru sinyalleri doğru zamanda algılayıp göz kırpma veya öksürme sonrası oluşan sinyallerle karıştırmaması sağlanıyor. Yeo’nun dediğine göre mevcut modellerle karşılaştırıldığında, bu modelin kullanıcıya en büyük avantajı tamamen kablosuz olup rahat giyilebiliyor olmasıdır.
Üzerine araştırma yapılan bir diğer önemli konu ise duygudurum bozuklukları ve kronik depresyon tedavisi için gelecekte kullanılması hedeflenen yeni terapi yöntemleridir. Beyin elektriksel bir organ olduğundan depresyona neden olan beyin ağlarının istenen şekilde uyarılmasıyla daha sağlıklı bir ruh hali elde edilebileceği kabulü bilim dünyasında giderek artıyor. University of California San Francisco’da (UCSF) beynin ağır depresyonla ilişkili olan bölgeleri elektrotlarla 10 gün boyunca tedavi amaçlı uyarıldığında semptomlarda önemli bir azalma gözlemlendi ve hastadaki iyi hal durumu 6 hafta boyunca devam etti. Bu araştırmayı önemli kılan faktörlerden biri, depresyon tedavisinde kullanılmakta olan antidepresan ve benzeri ilaçların yan etkilerine maruz kalmadan tedavi olmayı sağlayacak yeni bir alternatif sunmasıdır. Şimdilik hastaların iyi hal durumu 6 hafta sürsede bilimsel araştırmalar günümüzde son derece hızlandığı için tahminler yakın gelecekte elektrotlarla tedavinin uzun vadeli etkisi olacağı yönünde.
Bu iki çalışma ve daha niceleri, nöroteknoloji ve nörobilimin önemine dair örnek teşkil ediyor. Kaygı bozukluğu ve depresyon gibi insanların günlük hayata devam etmesini zorlaştırabilecek psikolojik bozuklara karşı bahsedilen tarzda bir tedavinin geliştirilip, BMI ve benzeri nöroteknolojilerin yaygın olarak kullanılması halinde hızlı sonuç elde ederek sağlıklı ve işlevsel bir toplum yaratma şansı ele geçiyor.
Kaynaklar
https://www.neurotechreports.com/pages/personalized-neuromodulation-depression-therapy.html
https://www.sciencedaily.com/releases/2021/07/210721120657.htm
https://towardsdatascience.com/the-fascinating-relationship-between-ai-and-neuroscience-89189218bb05
Elif Öztürk Hakkında :
Saint Benoit Fransız Lisesi’nde son sınıf öğrencisi olan Elif Öztürk, katıldığı eğitimler ve yaptığı araştırmalar sonrası nörobilime ilgi duymaya başladı. Üniversitede nörobilim üzerine eğitim almayı ve sonrasında araştırma gruplarına dahil olmayı hedefleyen Öztürk, nörobilimle ilgili öğrendiklerini pekiştirmek için nörobilim stajına başladı ve şu an hala stajını sürdürüyor.