Şirketinizin uzun vadeli insan kaynakları vizyonunu nasıl tanımlarsınız?
Aytemiz olarak sektörde yıllar boyu kazandığımız derin deneyim ve sahip olduğumuz güçlü yetkinliklerle geleceğe dair iddialı bir vizyon benimsiyoruz. Aytemiz İnsan Kaynakları vizyonumuzla; geçmişten taşıdığımız gelenek, kültür ve deneyimleri içeren değerli birikimleri, geleceğin sınırsız potansiyeliyle harmanlayarak fark yaratmayı ve geleceği şekillendirmeyi amaçlıyoruz. Bu vizyon doğrultusunda “Aytemiz ile Gelecek Seninle” diyerek yola çıktık ve insana dair tüm uygulamalarımızı “Aytemiz ile Kariyer Seninle”, “Aytemiz ile Gelişim Seninle” ve “Aytemiz ile Hayat Seninle” diye adlandırdığımız 3 ana başlık altında kurgulayarak yapılandırdık.
Her bir başlık altında mevcut uygulamalarımızı ve geliştirmeyi planladığımız yeni projeleri, stratejik yol haritamız doğrultusunda düzenli olarak değerlendiriyoruz. Bu süreçte aksiyon planlarımızı yöneticilerimiz ve çalışanlarımızdan aldığımız geri bildirimleri dikkate alarak oluşturuyoruz. Ayrıca tüm çalışanlarımızdan beklediğimiz ve bizi geleceğimize taşıyacak değer ve davranış setlerimizi yine stratejik planlamamız kapsamında belirledik ve tüm İK uygulamalarımızla sistem ve süreçlerimizle entegre şekilde geliştirmeye devam ediyoruz.
Şirket kültürünün ve değerlerinin korunması ve geliştirilmesi, şirketin uzun vadeli başarısında kritik öneme sahip. Sürdürülebilir bir iş ortamı yaratmada temel rol oynayan bu süreçte, öncelikli amaçlarımız arasında çalışanlarımızın hem birbirleri ile olan ilişkileri hem de şirket misyonuna olan bağlılıklarını güçlendirmek yer alıyor. Bu nedenle pozitif çalışma ortamını korumak ve geliştirmek için kültürel çeşitliliği kucaklayan, açık iletişimi teşvik eden ve her bireyin kendini değerli hissedeceği faaliyetler gerçekleştiriyoruz.
İç iletişiminizde kast sistemi bulunuyor mu? Çalışanlarınız sorunlarını açıkça direktörlere iletebilir mi?
İç iletişimde şeffaflık ve açıklık en önemli değerlerimizden biri. Çalışanlarımızın fikirlerini ve sorunlarını her seviyede özgürce dile getirebilmelerini sağlamak için çeşitli iletişim kanalları ve platformlar oluşturduk.
Öncelikle Aytemiz’de tüm çalışanlarımız, açık kapı yaklaşımımız sayesinde yönetici ve direktörlerimize doğrudan ulaşabiliyorlar. Herkesin sesini duyurabilmesi ve herhangi bir çekince olmadan geri bildirimde bulunabilmesi bizim için büyük önem taşıyor. Bu yaklaşımımızı destekleyen uygulamalarımızdan biri olarak örneğin Aytemiz’e yeni katılan çalışanlarımızı Genel Müdürümüz Sayın Ahmet Eke ile “Kahvaltı Sohbetleri” etkinliğinde paylaşımcı ve açık bir iletişim ortamında bir araya getiriyoruz. Genel müdürümüz ve yönetim ekibimizin dahil olduğu “Highway” mentorluk programımızda ise çeşitli departman, deneyim ve özgeçmişlerden genç arkadaşlarımız, yönetim ekibimiz ile gönüllülük esaslı buluşuyor ve karşılıklı paylaşım, anlayış, iletişim ve kazanım sağlamak adına birlikte emek veriyorlar. Özellikle farklı seviyeler arasındaki iletişim ve paylaşım ortamını güçlendirmek adına hayata geçirdiğimiz bu programın, organizasyon bütünündeki olumlu katkılarını görmek bizleri çok mutlu ediyor.
Yine gönüllülük esaslı olarak ve çok çeşitli çalışan gruplarından oluşan “Aytemiz Çalışan Konseyi” ile çalışanlarımızla düzenli olarak bir araya gelerek İK süreçlerimizle ilgili onların görüş, öneri ve geri bildirimlerini alıyor ve onlar vasıtasıyla tüm organizasyonla iletişimimizi güçlendiriyoruz. Yine yıllık bazda gerçekleştirdiğimiz çalışan bağlılığı anketimizin yanı sıra özel gündem ve uygulamalar sonrası çıktığımız değerlendirme anketlerimizle çalışanlarımızın görüşlerini alıyor ve sürekli gelişim anlayışımız doğrultusunda uygulamalarımızı değerlendirip iyileştirme aksiyonlarımızı planlıyoruz.
Bir diğer yaklaşımımız olan “Aytemiz ile Hayat Seninle” ile sadece işi değil hayatı birlikte paylaştığımız anları da çoğaltıyoruz. Örneğin bu sene katıldığımız “Corporate Games” müsabakalarında direktör, müdür, uzman ve saha dahil tüm seviyelerden Aytemiz çalışanları, ekip ruhu içerisinde omuz omuza ve birlikte mücadele sergilediler. İletişim ruhunun en yoğun hissedilip beslendiği anların, hiyerarşiden bağımsız, hayatın paylaşıldığı ve ortak bir amaç uğruna kenetlenilip birlikte mücadele verildiği böyle heyecan ve duygu dolu anlar olduğuna yürekten inanıyorum. Nitekim bunlardan biri olan kürek takımımız öyle güzel kenetlenip, iletişim ve paylaşımlarını da devam ettirdiler ki şirketimizin desteğiyle ilk sosyal kulübümüz bu alanda kurulmuş oldu. Örneğin kürek ekibimiz artık yıl boyu sürecek antrenman ve organizasyonlarla bir araya gelmeye devam ediyor.
Özel günleri birlikte karşılama ve kutlamanın gücüne inanıyor, her ay düzenli olarak bir araya geldiğimiz “Mutlu 1 Saat” etkinliklerimizde o ay doğan arkadaşlarımızın doğum günlerini birlikte kutluyoruz. Bayramlarda mutlaka hep birlikte “Bayramlaşma” ritüellerimizi uyguluyor, senede iki defa Yaz’a Merhaba ve Yılbaşı etkinliklerimizde tüm lokasyonlarımızdan arkadaşlarımızla bir araya gelerek keyifli vakit geçiriyoruz. Bu paylaşım etkinlikleri de aramızdaki bağları çoğaltıp, iletişimimizi güçlendirmek adına etkili fırsatlar sunuyor.
Bunların yanı sıra iç iletişimi güçlendirmek amacıyla çeşitli dijital platformlar kullanıyoruz. Bu platformlar sayesinde çalışanlarımız her an erişilebilir olan online forumlar, anlık mesajlaşma uygulamaları ve video konferanslar aracılığıyla görüşlerini paylaşabiliyor ve yöneticilere sorularını iletebiliyorlar.
Aytemiz olarak tüm bu iletişim kanallarını ve platformları uygularken çalışanlarımızın fikirlerini rahatça iletebilmeleri için güvene dayalı bir çalışma kültürü oluşturmayı çok önemsiyoruz. Şirketimizde, her bireyin değerli olduğuna ve katkılarının önemli olduğuna inanıyoruz. Bu inanç doğrultusunda çalışanlarımızın kendilerini güvende hissedebilecekleri, her türlü soruyu veya öneriyi rahatlıkla paylaşabilecekleri bir ortam yaratmaya özen gösteriyoruz. Çalışanlarımızın özgürce konuşabilmeleri, yaratıcı ve yenilikçi fikirlerin ortaya çıkmasını sağlarken aynı zamanda iş verimliliğini ve çalışan memnuniyetini de artırıyor. Açık iletişim kanalları, geri bildirim mekanizmaları ve destekleyici liderlik anlayışımız sayesinde her bir çalışanımızın sesinin duyulduğu ve değer gördüğü bir çalışma atmosferi yaratmak için sürekli çaba sarf ediyoruz. Bu sayede ekiplerimiz arasındaki iş birliğini güçlendiriyor ve birlikte daha güçlü ve başarılı bir gelecek inşa ediyoruz.
Çalışan geri bildirimlerini toplamak ve değerlendirmek için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
Çalışan geri bildirimlerini toplamak ve değerlendirmek, insan kaynakları yaklaşımımızın temel unsurlarından biri. Bu süreci etkin bir şekilde yönetebilmek için çeşitli yöntem ve araçlar kullanıyoruz. Çalışanlarımızın genel memnuniyetinin yanı sıra çalışma ortamı ve şirket uygulamalarımız hakkında görüşleri değerlendirmek üzere, yıllık bazda düzenli olarak çalışan memnuniyeti anketi ve farklı uygulamalarımıza özel dönemsel olarak gerçekleştirdiğimiz geri bildirim anketlerimiz mevcut. Bu anketleri dijital sistemler kullanarak anonim olarak gerçekleştiriyor ve çalışanlarımızın samimi görüşlerini paylaşmaları için onlara güvenli bir ortam sunuyoruz.
İK iş ortaklarımızın yöneticiler ve çalışanlarla gerçekleştirdikleri görüşmeler, “İK Mutfakta” dediğimiz, İK çalışanlarının sahaya inip geri bildirimler aldığı saha ziyaretleri ve işten ayrılan arkadaşlarımızla gönüllülük esasına dayalı olarak gerçekleştirilen geri bildirim görüşmeleri de bize oldukça kapsamlı görüş ve bilgi edinme imkanı veriyor.
Açık Kapı yaklaşımımızla tüm liderlik ekibi olarak, her zaman erişilebilir olmayı ve çalışanlarımızın doğrudan bize ulaşabilmesini ve çalışanların herhangi bir endişe, öneri veya geri bildirimi doğrudan yöneticilere iletebilmelerini teşvik ediyoruz.
Çalışanlarımızla, çeşitli departmanlardan gönüllülük esaslı seçilen çalışan temsilciler ile oluşturduğumuz “Aytemiz Çalışan Konseyi” üzerinden, gelişim alanlarımızla alakalı geri bildirimlerini ve önerilerini dinlemek üzere düzenli olarak bir araya geliyoruz. Konsey temsilcileri, çalışanların sesini duyurmak ve çözüm önerileri sunmanın yanı sıra şirket içi iletişim ve mesajlarımızın da tüm organizasyonla doğru ve etkin paylaşımı için kritik role sahipler.
Belirli konular veya projeler hakkında daha derinlemesine geri bildirim almak için ise geri bildirim çalıştayları ve odak grup toplantıları düzenliyoruz. Bu toplantılar hem çalışanların belirli konular hakkında detaylı görüşler paylaşmalarına olanak tanıyor hem de sürece aktif katılım sağlamalarını mümkün kılıyor.
Bu yöntemlerin kombinasyonu, çalışanlarımızın görüş ve geri bildirimlerini etkin bir şekilde toplayıp değerlendirmemize yardımcı oluyor. Elde ettiğimiz veriler, stratejik kararlar alırken ve “sürekli iyileştirme” süreçlerimizi yönetirken etkili bir role sahip. Çalışanlarımızın geri bildirimlerine verilen değerin, şirketin daha güçlü bir çalışma ortamı yaratmasına ve çalışan memnuniyetini artırmasına katkı sağladığına inanıyoruz.
İnsan kaynakları alanında kariyer yapmaya nasıl karar verdiniz?
İnsan kaynakları alanında kariyer yapmaya karar vermem, aslında bir dizi kişisel ve profesyonel deneyimin bir araya gelmesiyle birlikte, kendimi daha iyi tanımam ve ne istediğimi keşfetmemle mümkün oldu. Üniversite öncesinde analitik ve sayısal ağırlıklı bir eğitim gördüm. Üniversitede ise beşeri alanlara ilgim nedeniyle, analitik ve sosyal yetkinliklerimi bir arada kullanabileceğim inancıyla işletme eğitimi aldım. Üniversite yıllarımda psikoloji ve sosyoloji derslerine olan ilgim, beni insan davranışlarını ve motivasyonlarını daha derinlemesine anlamaya yönlendirdi. Mezun olduktan sonra yaklaşık iki yıl finans alanında çalıştım. Bu süreçte artık bir işletmenin tüm fonksiyonlarını görüp deneyimleyerek insan doğasını anlamaya yönelik derin ilgimin yanı sıra iletişim ve analitik yetkinliklerimle birlikte benim için en doğru ve dolayısıyla en fazla katkıyı sağlayabileceğim alanın, insan kaynakları olduğunu keşfettim. Bu keşifle birlikte kariyer rotamı finanstan insan kaynaklarına çevirdim. Çalışanların potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olma ve iş yerinde olumlu bir kültür yaratma isteği, beni bu alanda uzun vadeli bir kariyer yapmaya teşvik etti. Stratejik düşünme, etkili iletişim ve problem çözme becerilerini bir arada kullanmayı gerektiren ve dolayısıyla her gün yeni bir meydan okuma ve öğrenme fırsatı sunan bu alanda, 15 yılı aşkın süredir her yeni gün insana dair yeni bir şey öğrenmeye devam ediyor ve iyi ki tercihimi bu alanda değerlendirmişim diyorum.
Kariyeriniz boyunca karşılaştığınız en büyük zorluklar neler oldu?
Kariyerim boyunca karşılaştığım en büyük mücadele alanlarından biri, hızlı değişen iş dünyasında gelişim ve yeniliklere ayak uydurmak üzere öncülük etmek, mevcudu sürekli sorgulayarak daha iyiye ve katma değerli uygulamalara doğru değişimi teşvik etmek oldu. Teknolojinin hızla gelişmesi, dijital dönüşüm ve iş yapış şekillerinin değişmesi, insan kaynakları stratejilerinin sürekli olarak güncellenmesini gerektiriyor. İK alanında mutlak doğrular olmadığını unutmamak gerekiyor; her şey mevcut duruma, şartlara, beklentilere ve gelecek öngörüsüne göre değişebiliyor. Bu nedenle, tüm değişkenleri iyi anlayıp hissederek, bireysel ihtiyaç ve farklılıkları hakkaniyet çerçevesinde gözeterek, duruma özel çözümler geliştirebilmek çok önemli. Tüm bu belirsizlik ve değişim süreçlerinde hem kendimi hem de ekiplerimi sürekli olarak geliştirmeli ve yeni beceriler kazanmalarını teşvik etmeliyim. Özellikle dijitalleşme ve veri analizine dayalı karar alma süreçlerini benimsemenin, mesleğimizin geleceği adına kritik olduğunu düşünüyorum.
Bir başka önemli zorluk ise yetenek yönetimi ve liderlik gelişimi konularında yaşanıyor. İş gücü piyasasındaki rekabetin artması, yetenekli çalışanları çekmek ve elde tutmak için yenilikçi stratejiler geliştirmeyi gerektiriyor. Aynı zamanda mevcut çalışanların kariyer gelişimlerini desteklemek ve onları geleceğe “doğru beceri ve yetkinlik setleri” geliştirerek hazırlamak üzere eğitim ve gelişim programları oluşturmak oldukça önemli. Bu konudaki en önemli zorluklardan biri ise, bizi bugüne getiren yetkinlik ve becerilerin de hızla değişip evrildiği gerçeği ile, günümüzün ve geleceğin gerektirdiği yetkinlik ve beceri setlerini sürekli takip edip yatırım yapma gerekliliği.
Son olarak, bulunduğum organizasyonların kültür ve değerlerini koruma ve geliştirme süreçlerinden bahsetmek isterim. Organizasyonların büyümesi ve kültürel çeşitlenmesiyle birlikte farklı kültürlerden gelen çalışanları bir araya getirmek ve ortak bir vizyon etrafında birleştirmek büyük bir sorumluluk. Bunu etkin bir şekilde yerine getirebilmek adına tüm çalışanların kendilerini ait hissettikleri olumlu bir çalışma, paylaşım ve iletişim ortamı yaratmak hem zorlu hem de bir o kadar önemli başlıklardan biri. Tüm bu zorluklar bana hem kişisel hem de profesyonel anlamda büyük bir büyüme ve öğrenme fırsatı sundu. Her zorluk yeni stratejiler geliştirme, esneklik kazanma ve liderlik becerilerimi pekiştirme şansı verdi. Bu deneyimlerin bana, daha iyi bir lider ve insan kaynakları profesyoneli olabilmem adına katkı sağladığına inanıyorum.
İnsan Kaynakları profesyoneli olarak liderlik tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Hangi liderlik ilkeleri sizin için önemlidir?
İnsan Kaynakları profesyoneli olarak liderlik tarzımı empatik, katılımcı, stratejik ve hizmetkâr olarak tanımlayabilirim. İnsanların ihtiyaçlarını ve motivasyonlarını anlamaya, onların görüşlerini ve önerilerini dikkate alarak karar vermeye, şirketin uzun vadeli hedeflerine yönelik stratejiler geliştirmeye önem veriyorum. İnsanlara ilham verip onları yetkilendirmenin, kendi potansiyellerini keşfetmelerini sağlamanın ve en iyi performanslarını sergilemelerine alan açmanın önemine inanıyorum.
Kariyer hayatım boyunca oldukça fazla örneğini gördüğüm üzere insanları, düşünce, duygu ve ihtiyaçlarını gerçekten anlamaya odaklanarak dikkatle dinlediğinizde, onlarla bağ kurabiliyor ve destek olabiliyorsunuz ki bunun da sonuçları da mucizevi oluyor.
“Açık iletişim”in gücüne de çok inanıyorum. Güven ortamını pekiştirmek ve ortak çözümler yaratabilmek adına bu ilkeye çok değer veriyor ve teşvik ediyorum.
Son olarak sürekli öğrenme ve gelişim odağını da başta kendim de uygulayıp yaşatmayı önemsiyor, ekiplerimde ve organizasyon bütününde de teşvik etmeye özen gösteriyorum. Bu kadar hızlı şekilde değişip gelişen yetkinlik ve beceri setlerine uyum sağlayabilmek için öğrenme çevikliği ile her bireyin kendi yapısı ve tarzına göre hızlı ve etkili şekilde öğrenme yöntemini keşfetmesinin, insanlığın geleceği ve refahı adına çok kritik olduğuna inanıyorum.
Yapay zekanın İK alanında kullanılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her alanda olduğu gibi İK alanında da teknolojinin yakından takip edilerek mevcut süreç ve uygulamalarda katma değer yaratacak avantajlarından faydalanılmasının hem çağa ayak uydurabilmek hem de stratejik rekabet avantajı sağlamak adına önemli olduğunu düşünüyorum.
Yapay zekanın İK alanında kullanılması verimliliği artırmak, daha iyi kararlar almak ve çalışan deneyimini geliştirmek için büyük fırsatlar sunuyor. İşe alım süreçlerinden bordro yönetimine kadar birçok rutin işlemi otomatikleştirerek İK profesyonelleri ve yöneticilerinin daha stratejik görevlere odaklanmasını desteklemek; çalışan memnuniyeti, bağlılığı ve performansı gibi konularda tahminler yaparak proaktif önlemler alabilmek; çalışanların bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlanmış eğitim ve gelişim programları ile kişisel ve profesyonel gelişimlerini desteklemek bunlardan ilk aklımıza gelenleri… Organizasyonlarda tüm bunları mümkün kılabilmenin ön şartı ise, insana dair sahip olunan ve her gün üretilen verilerin eksiksiz ve hatasız şekilde ve doğru sınıflandırılma ile sistematik olarak kayıt altına alınması. İnsan Kaynakları profesyonelleri olarak öncelikle bu alana yatırım yapıp, etkili çözüm üretmemiz gerekiyor ki teknoloji ve yapay zekanın nimetlerinden maksimumda faydalanabilelim.
Madalyonun diğer yüzünde ise bu teknolojilerin etik, gizlilik ve güvenlik konularına dikkat edilerek ve tabii ki insan merkezli bir yaklaşımla birleştirilerek uygulanmasının gerekli olması var. Bu yenilikleri, teknolojinin artan kullanımının insan dokunuşu ve empatinin doğrudan yerini alamayacağı bilinciyle ve dengeli şekilde kullanarak hem çalışanlar hem de organizasyonlar için en iyi sonuçları elde etmesini hedeflemeliyiz.