
İnsan kaynakları alanında kariyer yapmaya nasıl karar verdiniz?
İnsan kaynakları alanına olan ilgim, başlangıçta daha teknik bir alan olan Bilgisayar Mühendisliği okuduğum yıllarda şekillendi. Ancak zamanla, insan davranışlarını ve etkileşimlerini anlamak, bireylerin potansiyellerini en iyi şekilde kullanmalarına yardımcı olmak konusunda bir tutku geliştirdim. Bu ilgim beni, sosyal bilimler alanına yöneltti ve davranış bilimleri üzerine yüksek lisans yapma kararı aldım. Üniversite yıllarında, psikoloji ve yönetim derslerinde insanları daha derinlemesine anlamaya başladım ve iş dünyasında insanların nasıl daha mutlu, verimli ve başarılı olabileceklerine dair farklı bakış açıları geliştirdim. Özellikle teknolojinin hızla geliştiği bu dönemde, insan kaynakları yönetiminin çalışanların ihtiyaçlarını karşılamak, onların potansiyellerini en üst seviyeye çıkarmak ve organizasyonel başarıyı desteklemek adına çok daha kritik bir rol oynadığını fark ettim. Bu farkındalıkla birlikte, insan kaynakları kariyerine yönelerek, insan odaklı bir yaklaşımı şirketlerin stratejik hedefleriyle birleştirmeye karar verdim. Bu alandaki çalışmalarımda hem bireysel gelişim hem de organizasyonel başarıyı bir arada tutarak, çalışan deneyimini iyileştirmeye ve organizasyonel hedeflere ulaşmaya yönelik çözümler üretmeyi amaçladım.
İnsan kaynakları alanında size ilham veren veya örnek aldığınız bir mentorunuz var mı?
Evet, insan kaynakları alanında örnek aldığım bir mentorum oldu. Kendisi, her zaman çalışanların ihtiyaçlarına öncelik verirken, aynı zamanda şirketin hedeflerini de göz önünde bulundurmanın önemini vurgulayan biri. Onun vizyonu, benim de bu alandaki liderlik tarzımı şekillendirmeme yardımcı oldu.
Şu anki pozisyonunuza gelene kadar hangi rollerde çalıştınız?
Şu anki pozisyonuma gelene kadar, İnsan Kaynakları alanında farklı roller üstlendim ve her bir deneyimim, bu alandaki bilgi ve becerilerimi geliştirmeme katkı sağladı. İnsan Kaynakları ile tanışmam, bir IK sistemi kurma projesiyle oldu. Holding merkezinde, tüm iştirak şirketlerinin dahil olacağı ortak bir platform oluşturmak için iç yazılım geliştirme kararı aldık ve bu projenin liderliğini üstlendim. Proje sürecinde, çalışanların ihtiyaçlarını daha iyi anlayabilmek için İstanbul Üniversitesi'nde İnsan Kaynakları eğitimi aldım. Bu süreç, benim için IK alanında derinleşmenin ve profesyonel olarak bu alanda ilerlemenin başlangıcı oldu. Ardından, IK Sistemleri Uzmanı olarak göreve başladım, bu pozisyondan sonra IK Sistem Müdürlüğü görevine yükseldim ve nihayetinde IK Sistem ve Ücretlendirme Direktörlüğü pozisyonunda çalıştım. Her bir rol, insan kaynakları süreçlerini daha verimli hale getirebilmek ve organizasyonel hedeflere katkı sağlamak adına önemli deneyimler sundu.
İnsan kaynakları alanında en gurur duyduğunuz başarınız nedir?
İnsan kaynakları alanında en gurur duyduğum başarı, 24 yıl önce kurduğumuz ve hala başarıyla kullanılan bir sistemin geliştirilmesiydi. Başlangıçta, şirketimizdeki tüm iştirakler için ortak bir platform oluşturma amacıyla yola çıkmıştık ve bu süreçte çok büyük bir sistem kurma projesine imza atmıştık. O günden bu yana, sistem her yıl değişen iş koşullarına ve teknolojilere göre geliştirilerek bugüne kadar aktif bir şekilde kullanılmaya devam etti. Bu sistemin başarısı, hem çalışanlarımızdan hem de zamanla başka organizasyonlarda görev almış eski ekip arkadaşlarımdan aldığım geri bildirimlerle daha da pekişti. Özellikle, bu sistemi kullananların “kullandıkları en kolay ve başarılı sistem” şeklindeki takdir dolu sözleri, benim için gerçekten büyük bir ödül oldu. Hem çalışanlarımıza değer verdiğimizi gösteren hem de uzun vadede sürdürülebilir bir başarıya imza attığımız bu proje, insan kaynakları kariyerimde en gurur duyduğum başarımdır.
İnsan Kaynakları profesyoneli olarak liderlik tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Liderlik tarzımı, işbirlikçi ve empatik olarak tanımlarım. İnsan Kaynakları profesyoneli olarak, çalışanları dinlemeye, onların ihtiyaçlarını anlamaya ve her bir bireyin güçlü yönlerini geliştirmeye odaklanırım. Koçluk yaklaşımını da liderlik tarzıma entegre ederek, çalışanlarımın potansiyellerini fark etmelerine yardımcı oluyorum. Onlara sadece yön göstermiyor, aynı zamanda kendi çözümlerini bulmalarına ve gelişimlerini kendi ellerine almalarına olanak tanıyorum. Bu, onların özgüvenlerini artırırken, organizasyon içinde daha güçlü bir bağlılık yaratır. Liderlikte, adalet, şeffaflık ve sürekli gelişim ilkeleri benim için çok önemlidir. Bu ilkeler doğrultusunda, hem çalışanlarımı hem de kendimi sürekli olarak geliştirmeyi hedeflerim. Koçluk yaklaşımım, çalışanlarımın hem profesyonel hem de kişisel anlamda en iyi versiyonlarını ortaya çıkarmalarına katkı sağlamak için bir araçtır.
Kariyer gelişimi ve yeni alanlara yönelmeyi destekleyici çalışmalarınız var mı?
Evet, kariyer gelişimini her zaman destekledim. Çalışanlarımıza çeşitli eğitim programları ve mentorluk fırsatları sunarak, onların potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyorum. Ayrıca, gelişen iş dünyasında yeni beceriler edinmeleri için fırsatlar yaratmak, iş gücümüzün geleceğe daha sağlam adımlarla ilerlemesini sağlıyor.
Çalışanlarınıza sunduğunuz yan haklar neler? Öncesinde çalışanlarınızın fikirlerini alıyor musunuz?
Çalışanlarımıza uzaktan çalışma, esnek çalışma saatleri, sağlık sigortası, bayram çekleri, doğum günü izni gibi çeşitli yan haklar sunuyoruz. Ayrıca, çalışanlarımızın fikirlerini almak, onların memnuniyetini artırmak adına düzenli olarak anketler yapıyoruz ve bu geri bildirimlere göre yan haklarımızı geliştiriyoruz.
İç iletişiminizde kast sistemi bulunuyor mu?
İç iletişimde herhangi bir kast sistemi bulunmamaktadır. Şirketimizde her seviyedeki çalışan, görüşlerini rahatça iletebilir ve bu konuda açık bir iletişim kültürünü teşvik ediyoruz. Çalışanların yönetimle doğrudan iletişim kurabileceği çeşitli platformlar sağlıyoruz. Ayrıca, yöneticilerimiz ister yüz yüze ister farklı dijital platformlar aracılığıyla her zaman erişilebilir durumdalar, bu da çalışanlarımızın sorunlarını doğrudan ve hızlı bir şekilde iletebilmelerini sağlar.
Yapay zekanın İK alanında kullanılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yapay zeka, İnsan Kaynakları alanında büyük bir potansiyele sahip. Özellikle işe alım süreçlerinde, veri analizlerinde ve çalışan performans değerlendirmelerinde faydalı olabilir. Bunun yanı sıra, SMART hedefler belirlemek ve izlemek için de yapay zekanın kullanılabileceğini düşünüyorum. Yapay zeka, hedeflere ulaşma sürecini daha verimli hale getirebilir, gelişim alanlarını hızlıca tespit edebilir ve böylece daha hedef odaklı bir yaklaşım sunabilir. Ancak, insan faktörünü tamamen ortadan kaldırmadan, teknolojiyi doğru şekilde entegre etmek önemlidir. Yapay zeka, daha verimli ve objektif kararlar alınmasını sağlayabilir, ancak insan dokunuşu ve empati her zaman gereklidir.
Bir kriz anında insan kaynakları olarak nasıl bir rol oynadınız ve hangi adımları attınız?
Bir kriz anında, çalışanlarımızın ruhsal ve fiziksel sağlığını korumak, açık iletişim sağlamak ve uzaktan çalışma düzenlemeleri yapmak gibi adımlar attım. Özellikle Covid-19 döneminde, çok hızlı bir şekilde teknolojik imkanlar sağlayarak, çalışanlarımızın evden çalışmasına geçişi sağladık. Çalışan sağlığına verdiğimiz önemin bir göstergesi olarak, periyodik testler düzenledik ve sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturmak için gerekli tüm önlemleri aldık. Kriz dönemlerinde liderlik ve destek sağlamak, çalışanların moralini yüksek tutmak ve şirketin sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlamak önceliklerimiz oldu. Bu adımlar, çalışanlarımızın güvenliğini ve şirketin sürekliliğini sağlamak adına önemli bir rol oynadı.