Röportajlar

Günümüzde müşteri memnuniyetini oluşturmak ve sürdürmek kadar çalışan memnuniyetine değer vermek de önemli. "Dışarıda güçlü olmak için, önce içeride güçlü olmak, takım ruhunu hissetmek gerekir. Biz de Dumankaya olarak bu bakış açısını benimsedik. İnsan Kaynakları politikamız da çalışanlarımızın bilgi, beceri, uyum, motivasyon ve tatmin düzeylerinin yükseltilmesini ilke edinmiş, bunların gerçekleştirilmesi için çalışmalara başlamış ve sürekli kendini yenilemeyi amaç edinmiştir.

Şirket çalışanları, kurumun gönüllü birer temsilcisidir. Bu sebeple içeride mutlu olan bir çalışan dışarıda sizi temsil eden en önemli marka elçinizdir. Çalışanlarımızın ( iç müşteriler) bizden en büyük beklentileri tüm sistemlerin adil olması, çalışanların düşüncelerine saygı ve örgütle ilgili kararlara katılım, işyeri koşullarının iyileştirilmesi, sosyal ve kültürel aktiviteler, açık iletişim ve duyarlı bir üst yönetimdir. Tüm bu faktörlerdeki beklenti iyi yönetildiğinde iş süreçleri kalitesinin artmasının yanında, her çalışanın memnuniyetini kendi sosyal çevresinde anlatmasıyla kurum itibarına da doğal bir katkı sağlanmış olacaktır.

İnşaat sektörü her zaman Türkiye’nin lokomotif sektörü olmuştur. Sektör, sadece işveren olarak ele alındığında, kayıtlı 1.5 milyon kişinin istihdam edildiği yan ve destekleyici sektörlerle birlikte 3 milyonun üzerinde çalışan sayısına ulaşan devasa bir sektördür. İnşaat sektörünün üretim faaliyetlerinde kullandığı girdi ve çıktılar sayesinde yaklaşık 200’e yakın sektör etkilenmektedir. Diğer üç sektör ile ileri bağlantılı bir etkileşim içindedir. Ekonomiyi hızlandırırken diğer sektörleri de uyarma etkisine sahiptir. 2012 yılında, hükümetimizin açıkladığı ve 2012–2014 dönemini kapsayan "Orta Vadeli Program” ile birlikte, sektörün ekonominin hızlı bir şekilde canlanmasına katkı sağladığını görmekteyiz. Program kapsamında, inşaat sektörünün ekonominin özelliklerine ve sosyal gereksinimlere uygun, ileri teknoloji kullanan ve uluslararası kurallarla uyumlu, çevreye duyarlı, katma değeri, döviz girdisi ve istihdamı yüksek ve bu doğrultuda hizmet kalitesi, beşeri ve fiziki sermayesi gelişmiş bir sektör yapısına kavuşturulması için çalışmalar yapılmaktadır. Çalışmalar sonucunda sektörün hak ettiği yere geleceğine inanıyoruz. Bunun yanı sıra, 2012 yılı içerisinde sektörü yakından ilgilendiren Mütekabiliyet Yasası ile yabancılara satış konusunda engeller aşılmıştır. Yasanın çıkması ile birlikte özellikle Ortadoğu ve Türkî Cumhuriyetlerden talepler alınmakta ve satışlar gerçekleşmektedir. Bu durum, tüm inşaat sektöründeki firmaları etkileyeceği gibi, bizim de şirket olarak organizasyon yapımızda yeni pozisyonlar açmamızı sağlamıştır. Özellikle yabancı dil bilgisi çok iyi, satışı ve seyahat etmeyi tercih eden adaylar için açılan bu yeni pozisyonlar birer fırsattır diye düşünmekteyiz. Konuyu teknik kadrolar açısından ele aldığımızda ise, Türkiye’deki projelerin konseptlerinin 10 sene önce inşa edilenlerden çok daha modern ve farklı olduğunu görmekteyiz. Böylelikle, mühendis, mimar vb. teknik kadrolar yurtdışına çalışmak yerine Türkiye’de de istediği deneyimi elde edebilmektedir. Tüm bu gelişmeler, bugün olduğu gibi, geleceğin de en önemli lokomotif sektörünün inşaat olacağını göstermektedir.

2013 yılı içerisinde Kentsel Dönüşüm çalışmalarının başlaması ile birlikte emlakçısından malzeme üreticine kadar tüm sektörlerde canlılık yaşanmaya başladı. İnşaat sektörü de 2013 yılına hızlı bir başlangıç yaptı ve şu anda da aynı hızda devam ediyor. İnşaat sektöründe yaşanan bu canlanma ve büyüme sektörde istihdam açısından da olumlu bir artış gösterecektir.