Koçluk Yaklaşımıyla Lider Yöneticilik
Böylesi bir ortamda lider yönetici mevcut görevlerini yerine getirirken, aynı zamanda ondan "etkin ve verimli çalışan bir takım yaratması”, "vizyon oluşturması ve strateji geliştirmesi”, "hedeflerini gerçekleştirmesi ve sonuç alması”, "şirket değerlerini ve kültürünü benimseyip, tüm ekibinin de benimsemesini sağlaması”, "çalışanları ve müşterileri memnun etmesi”, "Zor durumlarda, duygusal düşüşler yaşamadan, pratik çözümler üretebilecek becerilere sahip olması”, "iş ilişkilerini başarı ile yönetmesi” beklenir.
Bu ve benzeri bütün beklentilerin tam anlamıyla karşılanması için lider yönetici sürekli olarak planlama, takım kurma, organize etme, delegasyon, yaratıcılık, araştırma, iletişim ve karar verme fonksiyonlarını yerine getirmek ve bunların sonucu olarak da ekibini motive etmek durumundadır. Bir taraftan sürekli olarak ekibinin her bir üyesinin gelişimini sağlamaya çabalarken, aynı zamanda bu görevi layıkıyla yerine getirebilmek için de kendi gelişimi üzerinde çalışmak ve odaklanmak durumundadır.
Ekibini harekete geçiren ve onların tutkularını ateşleyebilen yöneticiler, lider yöneticilerdir. Neden bu kadar etkili olduklarına baktığımızda ise vizyonlarının, güçlü stratejilerinin ve yaratıcı fikirlerinin yanı sıra, ve hatta daha da önemlisi, güçlü duygulara sahip olarak ve birlikte çalıştığı kişilerin duygularını da olumlu etkileyecek bir yönetim tarzı ortaya koyduklarını görürüz. Lider yöneticiler duyguları olumlu bir şekilde yönlendirebildikleri oranda çalışanların sahip oldukları performansı ortaya çıkarabilir ve verimli bir çalışma ortamı yaratabilirler. Çünkü duygu ve düşüncenin birlikte ve bir bütün olarak geliştiği noktada kişi "gerçekten” hareke geçme isteği duyar ve motive olur, sonuçta çok daha iyi performans gösterir.
Lider yönetici, değişen ve gelişen iş koşullarını ve pazar dinamiklerini gözlemleyebilmek amacıyla sadece bugünü değil, geleceği de iyi sezmeli ve mümkün olduğunca doğru tahmin edebilmelidir. Bunun için de çok iyi bir gelişim planlayıcısı ve değişim yöneticisi olmalıdır.
Gelinen bu noktada artık günümüzde "büyük şef” tarzı, otokratik ve mutlak itaat isteyen liderler yerine, takım vizyonunun ve bireysel vizyonların birlikte ve uyum içinde yürümesini sağlayan, tüm üyelerin yaratıcılıklarını ortaya koyabilmesine olanak tanıyan, onların gelişimlerini destekleyen, kendisinin ve ekip üyelerinin duygularını iyi anlayan ve duyguları iyi yönetebilen, koçluk becerileri gelişmiş liderler öne çıkmakta ve başarılı olmaktadırlar.
Koçluk becerileri gelişmiş lider yöneticilere baktığımızda, öncelikle kendi gelişimleri için zaman ve enerji harcadıklarını, kendilerine odaklandıklarını görüyoruz. Kendi kaynaklarının neler olduğunu, bunları nasıl kullanabileceklerini ve başka nelere ihtiyaç duyduklarını keşfedeler ve bunları geliştirmek için çaba harcarlar. Duygularının sürekli farkında olarak, davranışlarının arkasındaki duyguları anlayarak ve onları yöneterek, etkili insan ilişkilerine sahip olurlar. İş ve özel yaşamlarına dengeli zaman ayırırlar.
Bir taraftan kendi kişisel gelişimlerine önem verirken, aynı zamanda ekibindeki tüm üyelerin de gelişimlerine odaklanırlar. Onlara ne yapmaları gerektiğini söylemek yerine, ne yaparlarsa hedeflerine ulaşabilecekleri konusunda güçlü soru sorarlar. Ekip üyelerini salt dinlemekle kalmayıp, derinlemesine anlamaya ve aslında gerçekte ne söylemek istediklerini keşfetmeye çalışır.
Koçluk yaklaşımıyla liderlik tarzı sergileyen yöneticiler, örneğin ekibi ile yaptıkları performans görüşmelerini geçmiş dönemin hesaplaşmasından çok, ağırlıklı olarak, çalışanların gelecekte ulaşmak istediği noktaların neler olduğuna ve o noktalara ulaşması için neler yapacağına, hangi gelişim alanları üzerinde çalışırsa başarılı olacağına yönelik olarak gerçekleştirir. Burada önemli olan; kişiye gelecek hedeflerinin ve uygulayacağı yöntemlerinin sorumluluğunu kendi eline almasına yardımcı olmaktır. Koçluk becerilerini geliştirmiş bir lider, geçmiş dönem performansı olumsuz olan kişilerle yapılacak görüşmeler de dahil olmak üzere, tüm görüşmeleri motivasyonu arttırmaya yönelik bir fırsat olarak değerlendirir.
Koçluk yaklaşımıyla liderlik tarzı sergileyen yöneticinin ekibinde fikirler paylaşılır, birbirlerinden öğrenme gerçekleşir, kararlar ortak veya işbirliği içinde alınır, hedeflere ulaşma oranı yüksek olur, takım ruhu ve "başarı”dan söz edilir.
İşte bu nedenle iş hayatında "başarı”ya ulaşmak için koçluk yaklaşımıyla liderlik ön plana çıkıyor. Koçluk desteği alan ve koçluk becerilerini geliştirmiş bir lider, öncelikle kendi öz farkındalığı üzerinde çalışacaktır. Hedeflerine odaklanacak, nasıl ve neler yaparak ulaşabileceğine yoğunlaşacak, o yolda kararlılıkla ve sürdürülebilir olarak yürüyebilmek amacıyla nelere ihtiyaç duyduğunun farkına varacaktır. Duygusal dengede kalabilmek amacıyla duygularının farkında olabilmek ve nasıl kontrol altında tutabileceğine yönelik gelişim gösterecektir. Farklı kişilik özelliklerine sahip kişilerle etkili iletişim kurabilecek ve sonuçta hem kendi kendini motive etmenin yollarını bulacak ve hem de ekibini motive etmek için farklı açılardan yaklaşım tarzları geliştirecektir.
Gelinen noktada kuruluşlar giderek çok daha yoğun bir şekilde yöneticilerini "liderlik gelişim programları” kapsamında değerlendiriyor. Bu programların içinde bir koç gibi yaklaşmanın ve koçluk bakış açısının kazandırıldığı eğitimler sıklıkla yer alıyor. Kurumlar gelişim programlarının yanı sıra, yöneticilerine sağladığı bireysel koçluk desteği imkanları ile birlikte onlardan "Koçluk Yaklaşımıyla Liderlik” yapmalarını bekliyor.
Naci Demiral
Bu ve benzeri bütün beklentilerin tam anlamıyla karşılanması için lider yönetici sürekli olarak planlama, takım kurma, organize etme, delegasyon, yaratıcılık, araştırma, iletişim ve karar verme fonksiyonlarını yerine getirmek ve bunların sonucu olarak da ekibini motive etmek durumundadır. Bir taraftan sürekli olarak ekibinin her bir üyesinin gelişimini sağlamaya çabalarken, aynı zamanda bu görevi layıkıyla yerine getirebilmek için de kendi gelişimi üzerinde çalışmak ve odaklanmak durumundadır.
Ekibini harekete geçiren ve onların tutkularını ateşleyebilen yöneticiler, lider yöneticilerdir. Neden bu kadar etkili olduklarına baktığımızda ise vizyonlarının, güçlü stratejilerinin ve yaratıcı fikirlerinin yanı sıra, ve hatta daha da önemlisi, güçlü duygulara sahip olarak ve birlikte çalıştığı kişilerin duygularını da olumlu etkileyecek bir yönetim tarzı ortaya koyduklarını görürüz. Lider yöneticiler duyguları olumlu bir şekilde yönlendirebildikleri oranda çalışanların sahip oldukları performansı ortaya çıkarabilir ve verimli bir çalışma ortamı yaratabilirler. Çünkü duygu ve düşüncenin birlikte ve bir bütün olarak geliştiği noktada kişi "gerçekten” hareke geçme isteği duyar ve motive olur, sonuçta çok daha iyi performans gösterir.
Lider yönetici, değişen ve gelişen iş koşullarını ve pazar dinamiklerini gözlemleyebilmek amacıyla sadece bugünü değil, geleceği de iyi sezmeli ve mümkün olduğunca doğru tahmin edebilmelidir. Bunun için de çok iyi bir gelişim planlayıcısı ve değişim yöneticisi olmalıdır.
Gelinen bu noktada artık günümüzde "büyük şef” tarzı, otokratik ve mutlak itaat isteyen liderler yerine, takım vizyonunun ve bireysel vizyonların birlikte ve uyum içinde yürümesini sağlayan, tüm üyelerin yaratıcılıklarını ortaya koyabilmesine olanak tanıyan, onların gelişimlerini destekleyen, kendisinin ve ekip üyelerinin duygularını iyi anlayan ve duyguları iyi yönetebilen, koçluk becerileri gelişmiş liderler öne çıkmakta ve başarılı olmaktadırlar.
Koçluk becerileri gelişmiş lider yöneticilere baktığımızda, öncelikle kendi gelişimleri için zaman ve enerji harcadıklarını, kendilerine odaklandıklarını görüyoruz. Kendi kaynaklarının neler olduğunu, bunları nasıl kullanabileceklerini ve başka nelere ihtiyaç duyduklarını keşfedeler ve bunları geliştirmek için çaba harcarlar. Duygularının sürekli farkında olarak, davranışlarının arkasındaki duyguları anlayarak ve onları yöneterek, etkili insan ilişkilerine sahip olurlar. İş ve özel yaşamlarına dengeli zaman ayırırlar.
Bir taraftan kendi kişisel gelişimlerine önem verirken, aynı zamanda ekibindeki tüm üyelerin de gelişimlerine odaklanırlar. Onlara ne yapmaları gerektiğini söylemek yerine, ne yaparlarsa hedeflerine ulaşabilecekleri konusunda güçlü soru sorarlar. Ekip üyelerini salt dinlemekle kalmayıp, derinlemesine anlamaya ve aslında gerçekte ne söylemek istediklerini keşfetmeye çalışır.
Koçluk yaklaşımıyla liderlik tarzı sergileyen yöneticiler, örneğin ekibi ile yaptıkları performans görüşmelerini geçmiş dönemin hesaplaşmasından çok, ağırlıklı olarak, çalışanların gelecekte ulaşmak istediği noktaların neler olduğuna ve o noktalara ulaşması için neler yapacağına, hangi gelişim alanları üzerinde çalışırsa başarılı olacağına yönelik olarak gerçekleştirir. Burada önemli olan; kişiye gelecek hedeflerinin ve uygulayacağı yöntemlerinin sorumluluğunu kendi eline almasına yardımcı olmaktır. Koçluk becerilerini geliştirmiş bir lider, geçmiş dönem performansı olumsuz olan kişilerle yapılacak görüşmeler de dahil olmak üzere, tüm görüşmeleri motivasyonu arttırmaya yönelik bir fırsat olarak değerlendirir.
Koçluk yaklaşımıyla liderlik tarzı sergileyen yöneticinin ekibinde fikirler paylaşılır, birbirlerinden öğrenme gerçekleşir, kararlar ortak veya işbirliği içinde alınır, hedeflere ulaşma oranı yüksek olur, takım ruhu ve "başarı”dan söz edilir.
İşte bu nedenle iş hayatında "başarı”ya ulaşmak için koçluk yaklaşımıyla liderlik ön plana çıkıyor. Koçluk desteği alan ve koçluk becerilerini geliştirmiş bir lider, öncelikle kendi öz farkındalığı üzerinde çalışacaktır. Hedeflerine odaklanacak, nasıl ve neler yaparak ulaşabileceğine yoğunlaşacak, o yolda kararlılıkla ve sürdürülebilir olarak yürüyebilmek amacıyla nelere ihtiyaç duyduğunun farkına varacaktır. Duygusal dengede kalabilmek amacıyla duygularının farkında olabilmek ve nasıl kontrol altında tutabileceğine yönelik gelişim gösterecektir. Farklı kişilik özelliklerine sahip kişilerle etkili iletişim kurabilecek ve sonuçta hem kendi kendini motive etmenin yollarını bulacak ve hem de ekibini motive etmek için farklı açılardan yaklaşım tarzları geliştirecektir.
Gelinen noktada kuruluşlar giderek çok daha yoğun bir şekilde yöneticilerini "liderlik gelişim programları” kapsamında değerlendiriyor. Bu programların içinde bir koç gibi yaklaşmanın ve koçluk bakış açısının kazandırıldığı eğitimler sıklıkla yer alıyor. Kurumlar gelişim programlarının yanı sıra, yöneticilerine sağladığı bireysel koçluk desteği imkanları ile birlikte onlardan "Koçluk Yaklaşımıyla Liderlik” yapmalarını bekliyor.
Naci Demiral