Mesut Yar: Burada Laf Çok
Mesut Yar Arkeoloji mezunu biri olarak televizyon dünyasına nasıl adım attı?
Henüz mezun olmadan attı. Harçlar, harçlıklar filan derken hakikaten ekonomik bir ihtiyaç doğmuştu. Bir gazetede ofisboy olarak bulduğum işle başladım. Sonrası biraz aktif bir genç olmamdan kaynaklı olarak kendiliğinden gelişti. Ne akademiyi ne de mesleği bırakamadım. Sonunda da profesyonel olarak ekmek yediğim tek bir işim oldu ki zaten onu yapıyorum.
"Burada Laf Çok” programında gece program yapıyorsunuz. Daha önce "Uyan Türkiye” ile sabah programı yapıyordunuz. Gece programına geçiş yapınca zorluk yaşadınız mı adaptasyon sürecinde?
Aslında başa döndük. 1994/ 2003 arası kesintisiz gece şovu ve gece bülteni yaptım. 2006 yılında başlayan Uyan Türkiye macerasına biraz da yorgunluk nedeniyle noktayı koyup, başladığım yere döndüm. Bu işlerin ilklerinden biriydim, sonlarından biri olmaya doğru da yol alıyorum şu anda. Hülasa, adaptasyon zaten içimde vardı, raftan indirdim. (Gülüyor)
Motivasyonunuz çok yüksek, bu enerji ve motivasyonu neye borçlusunuz?
Yaşama karşı saygılı, meraklı biraz da hevesli bir adamım. Yaptığım işe kendimi katarak bunu daha da rafine hale getirebilme yeteneğim de gelişti. Enerji bende çok şükür, fazlasıyla olan bir şey. Dışarıdan alınmıyor, içerideki dinamoların çalışmasına bağlı. Rutin kontrollerinizi yaparsanız içinizdeki enerjiyi güncelleyerek gün içinde kendi kendini üreten bir mekanizma haline getirirsiniz. Motivasyona gelince, sanırım benim göbek adım o...
8 ayda 40 kilo verdiniz, bunu nasıl başardınız?
Kişisel gelişim kürüyle. Kendime inanarak aldıklarımdan çok verdiklerimi hesaplamaya başladım. Aritmatiği tersine çevirdiğinizde ve fayda maliyet ilişkisinde faydayı artıya taşıdığınızda değil 40 kilo vermek, 40 yıl uzatabilirsiniz bile ömrünüzü. İnsanın kendisine inanması önemli. Öfkeli bir adamdan analitik bir adama doğru evrildim sonuçta. İyiyim çok şükür!
İK Yöneticilerine çalışan mutluluğu ve motivasyonu için önerileriniz var mı?
Profesyonellere mesleklerini anlatmak gibi bir hevesim yok. Ama uzun yıllar yöneticilik yaptığım için kontrollü bir mesafeden çalıştırdıkları insanlara dokunur, onlardan farklı nesneler olmadıklarını hissettirebilirler. Yöneticinin oyuna girmesi, takımı her zaman bir sıfır öne geçirir.
Okuduğu Yazarlar: İhsan Oktay Anar, Can Yücel ve Charles Bukowski
En Sevdiği Yemek: Eşinin yağsız ama aşırı lezzetli meze ve ana yemekleri
Müdavini Olduğu Mekanlar: Kuru Çeşme Balık, Tiryaki Kebab Kuruçeşme, Seferad Meyhane,Yekta Restoran, Polonezköy Tokat Mutfağı