Aon Hewitt En İyi İşyerleri araştırmasında 2 yıldır 70% - 71%
bağlılık oranı ile üst üste "En İyi İşyeri” seçilen
tek perakende markası olan Yves Rocher Türkiye’nin İnsan
Kaynakları’ndan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Müge Ergin ile bu
başarının perde arkasını konuştuk. Esnek çalışma saatlerinden, çalışanların
vazgeçemediği spor desteğine, doğum günlerinde verilen hediyelerden,
kişiselleştirilmiş çalışma alanlarına, Secretcv ile beraber yaptıkları QR Kodla
Başvuru projesinden, her şeyi dijitalleştirme çalışmalarına kadar birçok
uygulamalarının olduğunu vurgulayan Müge Ergin, bizlere keyifli
ve farklı projelerinin detaylarından bahsetti.
Çalışan bağlılığını oluşturmak ve korumak adına yürüttüğünüz çalışmalar var mı?
Yves Rocher Türkiye olarak çalışan bağlılığı araştırmalarında
lider olan şirketlerden AON Hewitt ile çalışıyoruz. Bağlılık endeksi, liderlik
endeksi, performans kültürü endeksi ve işveren markası endeksi dikkate alınarak
belirlenen Aon Hewitt En İyi İşyerleri araştırmasında 2 yıldır 70% - 71% bağlılık
oranlarımız ile üst üste "En İyi İşyeri” seçilen tek perakende
markasıyız. Perakende gibi dinamik bir sektörde bunu sağlamak çok zor bu yüzden
bu sonuçlar bizim için çok kıymetli. Samimiyetle söylemek gerekirse yaptığımız
hiçbir projeyi "En İyi İşyeri” seçilelim kaygısı ve düşüncesi ile
yapmıyoruz. Ancak bizler sevdiğimiz ve inandığımız bir markada çalışıyoruz. İşini
severek yapan insanları bünyemize katmamız
sayesinde yaptığımız tüm uygulamalar enerjimizi taşıyor, insan odaklı
oluyor ve ‘’En İyi İşyeri’’ olma amacına kendiliğinden hizmet ediyor.
İnsana değer veren organizasyonların her zaman başarıyı
yakalayacağını düşünüyorum. En iyi işyeri olmak bir DNA meselesi, şirketin
özündeki tüm birleşenlerin liderler tarafından samimiyetle özümsenmesi ve iş
sonuçlarını yaratan en önemli kaynak olan insanın, adil ve eşit davranışlarla
kurumun odağı olarak alınması gerekiyor.
Çalışan bağlılığı hakkında neler yapıyorsunuz?
Bağlılığın temelinde bence iletişim var. 800 kişilik bir saha ekibimiz var ve bugün itibari ile bu ekipten 225 kişi mağaza müdürü pozisyonunda görev yapıyor. Bizler merkezi olarak aldığımız kararların her zaman sahanın ihtiyaçlarına tam olarak çözüm olmayabileceğinin farkındayız. Bu sebeple Mağaza Müdürlerimiz ile her iki ayda bir Genel Müdürümüz de dahil olmak üzere Yönetim Kurulu ekibi olarak mutlaka bir araya geliyoruz, bölgelerimizde yaptığımız toplantılarda beraberce yeni ürünlerimizi tanıtırken onlardan süreçlerimize dair geri bildirimler alıyoruz. Karar süreçlerinde saha ekiplerimizin vereceği geri bildirimlerin ne kadar kıymetli olduğunun bilinciyle merkezi karar almaktansa ekiplerimizin katılımlarıyla karar alıyoruz. Bu toplantılar sayesinde merkez ofiste çalışırken farkına olmadığımız ancak sahanın sorun yaşadığı birçok konuyu bizzat kendilerinden öğreniyor, gelen verilere göre çözümler üretmeye ve sahanın hayatını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Tüm bunlar Genel Müdürümüz ve Yönetim Kurulu yapımız ile saha ekibimiz arasında son derece açık bir iletişim olmasına olanak sağlıyor. Hayata geçirdiğimiz bazı uygulamalarımız tamamen sahanın önerilerine istinaden oluyor.
Türkiye’de perakende sektöründe personel dönüşüm oranı
(turn-over) yaklaşık %80 olarak biliniyor. Biz 2016 ‘de %22 olan oranımızı
2017’de 20% ‘ye gerilettik. Başka sektörler için bu oran yüksek gelebilir ancak
perakende sektörünü bilenler neredeyse hiç bir şirketin Ocak ayında yıla
başladığı ekip ile Aralık ayını kapatamadığını bilirler. İşte bu yüzden biz %20’lik
oranımızla ve %70 - %71’lerdeki bağlılığımız ile gurur duyuyoruz. Düşük personel
dönüşüm oranımız sayesinde her toplantımızda yola beraber çıktığımız
arkadaşlarımızın birçoğuyla başarılarımızı tekrar ve tekrar kutluyoruz. Yılda
bir kez tüm Türkiye’den 500’e yakın çalışanımızı bir araya getirerek
başarılarımızı kutladığımız, 5. ve 10. yılını dolduran ekip arkadaşlarımızı
onurlandırdığımız ve mağaza performans ödülleri verdiğimiz bir ulusal toplantı
yapıyoruz. Bu toplantılarda hep beraber başarıyı kutlarken tüm ekibimizin
şirketimizin gelecek planlarını öğrenmesini ve sahiplenmesini amaçlıyoruz.
Böylelikle ortaklaşa yarattığımız başarılara hep birlikte imza atıyoruz!
Parçası olduğumuz Groupe Rocher ‘nin bir markası olarak genç
nüfuslu bir ülkede, %80’i yeni kuşaktan çalışanlara sahip bir firma olarak
faliyet gösteriyor olmanın değerini biliyoruz. Yeni kuşağın beklentilerini
anlamak için 2017 yılında bir atölye çalışması düzenledik. Merkez ofisten
farklı departmanlarda çalışan ve Y kuşağından 10 kişilik bir grup oluşturduk.
Onlarla bir araya geldiğimizde toplantı çerçevesini biz belirlemedik, bu
çalışmanın kendileri tarafından şekillendirileceğini vurguladık. Amacımız;
benim de dahil olduğum bu kuşağın neler istediğini, neler beklediğini doğru
anlamak ve kuşak olarak sahip olduğumuz bir çok avantajı iş yerinde pozitif
sonuçlara dönüştürecek çözümler üretmekti.Yves Rocher Türkiye bünyesinde; Y
kuşağı olarak ortaklaşa çıkarttığımız beklentileri gelecek stratejilerimize
entegre ederek yeteneklerimizi en iyi şekilde ifade edeceğimiz ortamlar
yaratmaya çalışıyoruz. Bizim ofisimizde işe geliş gidiş saatlerinden öte
yaratılan iş sonuçlarına odaklı bir kültür var. Bu çalışma sonunda gördük ki
ofisimizde var olan esnek çalışma saatleri bizim kuşağımız için ve hatta
özellikle İstanbul gibi bir metropolde yaşayan herkes için çok kıymetli.
Sadece çalışanlarımızın değil işe alım sürecindeki adaylarımızın
da markaya bağlılığı bizim için önemli. İlk iş gününde Hoşgeldin Paketi sunuyor
olmak artık her markada var olan bir uygulama ve bizce de çok değerli ancak biz
marka olarak bundan bir adım öteye gidiyoruz. İşe alım sürecimize dahil olan ve
mülakatlarda belli bir aşamaya kadar gelen tüm adaylarımıza mülakatları olumsuz
devam etse bile mini boy cilt bakım ürünlerimizi içeren bir paketi hediye
olarak veriyoruz. Beraber çalışma fırsatı yakalayamamış olsak bile onlardaki
marka algımızın pozitif kalması ve Yves Rocher müşterisi olmaya devam etmeleri
bizim için önemli.
Yves Rocher Türkiye olarak gücümüzü; markamızın doğaya ve kadına
saygılı DNA’sını özümsemiş ve marka çalışanı olmanın ötesinde ürünlerimizin
sadık kullanıcısı olan çalışanlarımızdan alıyoruz. Bu sebeple çalışanlarımıza
ürünlerimizi öncelikli olarak deneme imkanı sunuyoruz. Sanıyorum hepimiz için
en özel günlerimizin başında doğum günlerimiz geliyor. Doğum günlerimizde tüm
Yves Rocher çalışanları olarak 200TL değerinde bir ürünü hediye olarak alıyoruz.
Ayrıca sürekli devam eden ve aylık olarak yenilenen %50 indirimli ürün alma
hakkımız var.
Merkez ofisimiz büyük bir saha operasyonuna destek veren ancak
nispeten küçük bir yapı. Merkez ofisimiz sahadaki hayatımızın daha kolay ve
kusursuz yürümesine çok önemli bir katkı sağlıyor. Tamamı Fransız sermayeli bir
şirket olduğumuz için merkez ofisimiz düzeyinde yabancı şirket olma hissini sürekli
ziyarete gelen yabancı yöneticiler ve yurtdışı ile yapılan telekonferanslar sayesinde sıkça
yaşıyoruz. Bu tip uluslararası ortamlarda çalışanlarımızın kendilerini daha iyi
ifade edebilmeleri adına düzenli olarak yabancı dil sınıf eğitimleri ve konuşma
sınıfları organize ediyoruz.
Doğaya ve kadına saygılı bir marka olarak sağlıklı yaşam olgusu
da markamızın vazgeçilmezi. Bundan yola çıkarak sürekli oturarak ve bilgisayar
başında çalışan merkez ofis ekiplerimize sağlıklı yaşamı teşvik etmek amacıyla
her yıl 1.000TL’lik bir spor desteği sağlıyoruz.Ayrıca bizler gibi uzun
saatler oturarak çalışanlar için çalışma koşulları, ofis ortamındaki rahatlık
gerçekten çok önemli. Yeni yıl ile birlikte her Yves Rocher çalışanının,
tasarımını kendisinin belirlediği bir sırt yastığı ve mouse kullanırken ona
kolaylık sağlayacak bir mouse pad'i oldu. Kişiselleştirilmiş ve daha konforlu
hale getirilmiş bir çalışma ortamı bizi mutlu ediyor.
İşe alım ve insan kaynakları politikalarınızdan bahseder
misiniz? 2018 yılında farklılıklar olacak mı?
2018 yılında geçmiş yıllardan farklı olarak hayata geçirdiğimiz
önemli bir kaç projemiz olacak.
1. Öncelikle bu yılın başında Secretcv.com ile
beraber işbirliği yaparak, QR kod ile iş başvurusu alma yapabilme kolaylığını
başlattık. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun gerekleri ve dijitalleşen
dünya bizi bu noktaya getirdi. İyi ki de geldik. QR kod çok kolay bir uygulama.
Genç nüfusun bu kadar çok olduğu ülkemizde üniversite kariyer günlerinde QR kod
ile başvuru alıyoruz dediğimizde üniversitelilerin ne kadar ilgisini çektiğini,
başvuru sürecine ne kadar keyif kattığını görmek bizi mutlu etti. QR kodlarımız
mağaza renovasyonlarımızda brandadan itibaren görünmeye başlıyor. Ayrıca QR
kodumuzu mağaza vitrinlerimize de koyduk.Açıkcası global markalarda vitrine bu
tip eklemeler yapmak oldukça zor olmasına rağmen biz etkisine inandığımız için
bunu vitrinimize taşıdık. Son adım ise QR kodun mağaza içine de taşınmasıydı.Aldığımız
başvuruların önemli bir kısmı iş arayışlarında mağazaya girerek çalışma
arkadaşlarımıza ‘’personel arayışınız var mı?” diye soran adaylardan geliyor. Bu
soru geldiğinde ise yanıtımızı üstünde QR kod olan bastırdığımız kartvizitler
ile veriyoruz. Adayımız aldığı kartviziti saklayabiliyor, eğer o an müsait
değilse bile çantasından çıkartıp müsait olunca sadece telefonunun kamerası
vasıtası okutarak ilanlarımıza ulaşabiliyor. Bence bu yöntem hem pratik, hem
yeni nesil için daha eğlenceli hem de veri güvenliği açısından daha güvenli.
2. Bizim için sistemlerimizi otomatize etmek
önemli konulardan biri. Perakende sektöründe sahadaki hareketlilik yüksek
oluyor. Sürekli olarak vardiya düzeni ile çalışılan ve saha rotasyonlarının
yoğun olduğu bir sektörde vardiya planlarının tutulması ve işe giriş çıkış
saatlerinin takibinin yapılması genellikle excel formatlarında manuel olarak
oluyor. Yves Rocher Türkiye olarak dijitalleşen dünyada verileri excelde tutma
yöntemini Mart 2018 itibari ile geride bıraktık. INVO isimli bir
altyapı sayesinde artık mağazalarımız vardiya planlarını excelde yapıyor. Sistemden
girilen vardiya planları ilgili Bölge Yöneticisinin onayına düşüyor ve ayrıca çalışanlar
her gün mesaiye geldiği zaman ve mesaisi bittiği zaman sistem üzerinden
bildirimlerini yapıyor. Böylecelikle hem datamızı elektronik ortamda taşıyoruz
hem de giriş çıkışları rahatlıkla kontrol edebiliyoruz. INVO sistemini
perakendenin ve markamızın ihtiyaçlarına göre şekillendirebiliyoruz. Çok yakın
zamanda kağıt ile tebliğ edilen rotasyon bildirimlerini online platform
üzerinden kullanıcı adı şifresi ile tebliğ edeceğiz. Kanuna saygılı bir marka
olarak hukuki gerekliliklerimizi yerine getirirken aynı zamanda doğaya saygılı
bir marka olarak kağıt saklamaktansa sistem üzerinde tutulan ekran
görüntülerini saklayacağız. Böylece daha az manuel iş gücü ile daha hızlı
ve sağlıklı raporlama sistemleri geliştirmeye çalışıyoruz, kağıt kullanımını
azaltıyoruz.
3. Perakende matematiği mağazacılığın olmazsa
olmazı durumunda. Kriz anlarından mağaza satışlarının en az etkilenmesini
sağlamanın yolu perakende matematiğini anlamaktan ve buna istinaden satış
stratejileri oluşturmaktan geçiyor.İşte bu nedenle mağaza müdürlerimizin
ölçümlenmesinde ve gelişimlerinde rol oynaması adına hem yetkinlikleri hem de
kilit performans göstergelerini içeren Mağaza Müdürü Performans Karnelerini
Nisan 2018 itibari ile uygulamaya geçirdik. Bu sayede hedefimiz perakende
matematiğini günlük düşünce sisteminin parçası haline getirmek, gelişim
alanlarını daha net görerek yatırım yapabilmek, performansı en iyi olan isimler
ile her çeyrek sonunda Yönetim Kurulu ekibi olarak bir araya gelmek ve sosyal
vakit geçirerek ekiplerimizi daha iyi tanımak ve takdir etmek. Bu karnelerin
sonuçları gelişim alanlarını belirleyecek olmakla beraber doğru kişilerin,
doğru mağazalarda yer almasını sağlayacak atama kararları için de veri
oluşturacaktır.
4. Instagram’da #yvesrocherdekariyer hesabı
oluşturduk. Yakın zaman içinde bu hesabı aktif hale getireceğiz. Ayrı bir
kimliği olacak olan bu hesap vasıtası ile Yves Rocher’nin nasıl bir çalışma
ortamına sahip olduğunu Yves Rocher’lilerin ağzından dinleyeceğiz, açık
pozisyonlarımızı yayınlayacağız, yaptığımız Insan Kaynakları uygulamalarını
yayınlayacağız belki bazen Insan Kaynakları uzmanları olarak mülakatlara ve CV
oluşturmaya dair bazı ipuçlarını paylaşacağız. Bu hesabı aktif hale getirmek
için oldukça heyecanlıyız.